Yeniden uyandığımda bu sefer Tristan ve İrina başımdaydı. Tristan uyandığımı görünce bana bir bardak su uzatıp geri çekildi. İkisininde benden korkuyormuş gibi bir hali vardı. Bir şeyler yolunda değildi. Bir sorun vardı. Su zannettiğim içeceğin aslında başka birşey olduğunu anladığımda aldığım yudumu bardağa geri çıkardım ve " Bu da ne böyle?" diye sordum. Tristan gülümserken " Tüm acılarını geçirip yaralarının kapanmasını sağlayacak. İç hadi. Birkaç gündür damar yoluyla alıyorsun ama hızlandırmamız lazım." dedi. Birkaç gün mü? Ben o kadar zamandır yatıyor muydum? İlacı bir dikiştre bitirip onlara döndüm ve " Kaç gündür uyuyorum?" diye sordum. Tristan hiç düşünmeden " Bugün 5. gün olacaktı ama uyandın." dedi. Aşınmış parmak uçlarıma bakarken " Kalkanı kimsenin kıramayacağını sanıyordum." dedim. Artık İrina'yla konuşuyordum.
" Ben de kimsenin güvenlik duvarımızı geçemeyeceğini. Anlaşılan ikimizde yanılmışız."
Bir sessizlik oldu. Benden bakışlarını kaçırmaya başladıklarında " Ne soracağımı tahmin ediyorsunuzdur.. Aaron.. O nerde?" dedim. Tristan sıkkın bir şekilde derin bir nefes alırken " Bunu sana nasıl söyleyeceğimizi bilemiyoruz ama.." diye söze başladı. Göz yaşlarım onun sözünü bitirmesine bekleyemeyeceklerini gösterircesine akarken " Öldü mü?" diye sordum. Başını hayır anlamında salladığında içimi kaplayan rahatlıkla gülümserken bu gülümsemem bir sonraki sözüyle yarıda kaldı.
" Yani.. Bilemiyoruz."
" Ne demek bilmiyoruz!?"
" Nerden başlayacağımı da bilemiyorum."
" Tristan anlat! Neler oluyor? En baştan anlat!"
İrina , Tristan yerine sözü alıp " Düelloyu düzenlecek kişi kuruldan seçilmişti. Adı Valeria Milton.. Düellodan önce bedeni bir merial tarafından esir alınmış." dedi.
" Ne?"
" İnsanların bedenlerini kontrol edebilmek bir nevi o bedene girebilmek için özel bir karışım var. Bu karışım kullanılınca o kişinin yerine geçiyorsun. Nasıl oldu bilmiyoruz ama bir merial bu karışımı Valeria üzerinde kullanmış. Güvenlik kilidi bu yüzden kilitlendi ve Jason'da bu şekilde içeri girebildi."
" Jason'ın canı cehenneme. Aaron nerde?"
" Bilmiyoruz tatlım."
Bu nasıl mümkün olabilirdi? En son gördüğümde başım onun kucağındaydı , hemen yanımdaydı şimdi nasıl olurda nerde olduğunu bilmezlerdi. Aklımı kaçırmak üzereydim. İrina şimdi söyleyeceği şeyden korkarcasına " Ordaki Aaron'un gerçek olup olmadığını da bilmiyoruz." diye fısıldadığında kendime hakim olamadım.
" Ne demek gerçek olmamak? O Aaron'du. "
" Bir hologram olabileceğini düşünüyoruz. Ya da bir merial."
" Hayır o Aaron'du. "
" Bizde öyle düşünüyoruz ama bundan tam emin olamadan ortadan kaybolunca.."
" Nasıl kaybolabilir ki! Buharlaşmadı ya.. Nereye gidebilir!?"
" Kalkan açıldıktan sonra orman sis içindeydi ve biz senin yanına geldiğimizde Aaron orda değildi. " O kadına sorun. O size söyler."
" Valeria'nın bedenindeki merial yakalandığında kendini öldürdü ama Aaron'un gerçek olma ve yaşıyor olma olasılığı çok yüksek."
" Nerden biliyorsun?"
"Çünkü sistemler kontrol edildiğinde David'in de burada olduğunu tespit ettik. Muhtemelen Aaron'u o aldı."
" Yani yine de yaşayıp yaşamadığını bilmiyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞLE OYNAMA
Novela Juvenil- Sen beni mi izliyordun? - Hemde tahmin edebileceğinden çok daha uzun zamandır. Birden ortadan kayboldu. Etrafıma bakındım. Hayır yoktu. Gittiğini umdum ama birden sağımda belirdi. Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı. Nefesi kulağımı gıdıklıyordu. - S...