Tristan

28.9K 1.1K 41
                                    


Telefonum çaldığında babam olduğunu düşünerek numaraya hiç bakmadan açtım ama karşı taraftan gelen ses babamınkinden çok daha yabancı fakat yine de çok tanıdıktı.

" Alo! Adena?"

Bir anda sesin kime olduğunu anladım ve inanamayarak " Aman tanrım! Tristan sen misin?" diye sordum. Koltuğa otururken sesinin ne kadar heyecanlı geldiğini fark ettim.

" Evet. Evet benim. Sonunda numaranı bulabildim."

" Daha önce niye aramadın? İyi misin?"

" İnanılmaz şeyler oldu Adena. Anlatsam bana deli diyeceğin şeyler."

" Ne gibi?"

Telefonda uzun bir sessizlik oldu. Tek duyabildiğim hızlı hızlı nefes alıp verdiğiydi. Merakım ve endişem içimde bir çığ gibi büyürken sorumu yineledim.

" Adena sanırım başım çok büyük dertte ve sanırım bunlar senid de ilgilendiriyor. En kısa zamanda konuşmalıyız."

" Tristan sen iyi misin? Neler oluyor? Anlat bana."

" Şu anda olmaz. Telefonda anlatamam. Kendine dikkat et tamam mı? Dikkatli ol."

" Sende ama Tristan dur bekle!"

Cümlem telefonun kapandığını gösteren sesle yarıda kaldı. Sinirli bir şekilde arkama yaslandım. Trsitan buraya taşınmadan önceki tek arkadaşımdı ve onunla aylardır konuşmamıştık. Numaramı değiştirdiğim zaman onunda numarasını kaybetmiştim ve şimdi ondan bu şekilde haber almak beni ürkütmüştü. Aaron endişeli bir şekilde yanıma otururken " Adena iyi misin? Kimdi o?"

diye sordu. Telefonu bir daha çalmasını bekler gibi elimde çevirirken " Bir arkadaşım. Ne olduğunu anlamadım. Başının dertte olduğunu söyledi." dedim. Yeniden numarayı tuşladım ama telefon kapalıydı. Telefonu yatağıma fırlatırken " Lanet olsun." diye fısıldadım.

" Bak merak etme tamam mı? Eğer önemli bir şey olursa sana haber verir."

" Sesi çok kötü geliyordu. Bilmiyorum.."

" Sakinleş.. Eminim bir problem olmaz."

" Haklısın."

Tristan tanıdığım en iyi insanlardan biriydi ve eğer durum daha kötüye gidecek olursa bana haber verirdi. Ama yine de kendimi onun için endişelenmekten alı koyamıyordum. Tristan akıllıydı , kurnaz olduğu kadar güçlüydü de. Kendi başının çaresine bakabilecek biriydi. Sonunda sakinleştiğimde kar daha da hızlanmıştı.

Merdivenlerden aşağıya inip salona geçtim. Aaron peşimden aşağıya indi ama salona girmedi. Kapıya doğru giderken " Sanırım eve gitsem iyi olur. Akşam nasılsa geri geleceğim." dedi. Yerimden kalkıp yanına gittiğimde kapıyı açıp çıkmıştı. Bir süre yürümesini izledikten sonra tam kapıyı kapatacağım sırada sırtımda buz gibi birşeyin varlığını hissettim. Önüme döndüğümde Aaron yürümeyi bırakmış elindeki kar topunu daha da büyütürken bana bakıyordu. Kapıyı kapatıp verandada dururken " Aaron yapma!" diye tehdit edercesine fısıldadım ama umrunda değildi. Gülümsedi ve kar topunu tam suratımın ortasına attı. Üstüm başım kar olmuştu ve iliklerime kadar donmuştum.

Oyun oynamak istiyorsa bende oynayabilirdim. Verandanın merdivenlerinden inerken bir anda sonuncu basamağı atlayıp yere yapışıverdim. Aaron koşarak yanıma geldi. Endişeli bir şekilde adımı haykırmasını birkaç saniye dinledikten sonra onu tutup yerlerimizi değiştirdim ve üstüne geçip onu omuzlarından kara bastırdım.

Sen bana kar atarsan ben seni kara atarım.. Yüzünde , iyi olmamın verdiği rahatlıkla oluşan bir gülümseme vardı. Daha sonra altımda debelenmeye başladı ki bu bence tamamen mantıksızdı. Evet güçlerime yeni yeni kavuştuğum için kuvvetliydim ama istediği an beni üzerinden fırlatabileceğini biliyordum. Yerden bir avuç kar alıp içine soktum ama o hala sıcacıktı.. Üşüdüğünü bile sanmıyordum. Beni tutup kolumdan çekince yanına yığıldım ve ona baktım. Uzanıp saçımdaki karları temizlerken " Sen gitmiyor muydun?" diye sordum. Yattığı yerden kalkıp beni de kaldırırken " Okula gidip arabamı almam lazım ama eve gitmeyeceğim." dedi ve hızla bembeyaz olmuş yolda kayboldu.

ATEŞLE OYNAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin