Ama Ben Biliyorum

16.9K 654 57
                                    

Koridorun sonundan bir ses geldi. Bize doğru yaklaşan yavaş ayak sesleri. Colin olduğunu düşünmüştüm ama ardından gelen sert bir sesin alaycılıkla söylediği sözler bunun Colin olmadığını anlatıyordu.

" Ne kadar da dokunaklı."

" Seth?"

Bir anda kendimi Lucy'nin bedeninde sandım ama değildim. Lucy yerde yatıyordu ve ben Seth'in karşısında tüm ihtişamımla duruyordum. Bu oldukça güçlü , iri ve bir sürü özel eğitim almış adamın karşısında öylece duruyordum. Yanındaki kapıya dayanırken gülüsmeyerek " Demek dillerden düşmeyen Adena sensin. Daha önce ismini duymuştum ama seni görmemiştim." dedi.

İçimdeki huzursuzluk konuşmamı engellerken o devam etti ve " Seni daha değişik düşünmüştüm." dedi.

" Nasıl?"

" Uzun boylu , siyah saçlı , daha yapılı , daha sert görünen biri. Peri kızlarından farkın yok. Bir vuruşumla yere serilecek gibi duruyorsun."

Ne yapacağıma karar vermem gerekiyordu. Burda durup Seth'in aşağılamalarını dinlemek bana sadece zaman kaybettirirdi. Kapıdaki o aptal alet yüzünden güçlerimi kullanamıyordum ama hep es geçtiğim bir şey vardı. Aynı zamanda da bir Loraanstım. Her ne kadar bu yetenekleri geliştirmeye fırsat bulamamış olsamda içimden gelen bir içgüdüyle onları kontrol edebiliyordum.

Her şey başladığından beri öğrendiğim en önemli şey zihninin ne kadar güçlü olursa senin de o kadar güçlü olacağındı. Bu yüzden istediğim şeyi yapmak benim için hiç zor olmadı. Gözlerimi Seth'in arkasındaki sandalyeye sabitledim ve yerinden kaldırdım. Seth hala gülümseyerek konuşuyordu. Fazla rahattı ve bu rahatlığı sinirlerimi bozmaya başlamıştı.

" Çok zayıf görünüyorsun. Lutzların geleceğinin sana bağlı olması ne yazık.."

" Bilirsin , hiçbir şey göründüğü gibi değildir."

Sandalye aniden ona doğru fırladı ve başına ağır bir darbe yedi. Elini arkasına atıp şaşkınlıkla bana bakarken sandalyeyle uğraşmayı bırakıp karnına tekme attım ve onu sandalyeye oturttum. Aynı zaman da belimden bir bıçak çekip üzerine çıktım.

Bıçağımı boynuna dayamak üzereyken saçlarımdan çekip boynumu aşağıya doğru bastırdı. Bıçağı gelişigüzel salladım. İlk önce hiçbir şeye isabet etmedi ama daha sonra omzuna saplandı. Saçlarımı tutan elleri gevşeyince kucağından kalktım ve omzuna saplanmış bıçağa baktım. Kabzasına kadar saplanmıştı ama beni asıl şaşırtan onun bıçağı , hiçbir şey olmamış gibi çekip çıkarmasıydı..

Sanki çelikten yapılmış , canı acımayan bir robot gibiydi ve tamamen hedefine kilitlenmişti.. bana. Elimi yeniden kemerime attım ama bir bıçağa ulaşamadım. Onun yerine elime boş tüpler geldi ve yapabileceğim başka bir şey olmadığından boş tüpü kafasına fırlattım. Elbette hiçbir şey olmamıştı. Bu sırada o burnumun dibine kadar geldi ve bana tokat attı. Bu kadar güçlü birinden tokat yediğinde insan kamyon çarpmışa dönüyordu. Yere yığıldım. Tekrar kemerime uzanıp bir bıçağı kavradım ve ona fırlattım ama karnının kenarını kesmekten başka bir işa yaramamıştı.

Beni boynumdan yakalayıp havaya kaldırdı ve baş parmaklarını da iyice bastırdı. Nefes alamıyordum. Öksürmeye çalışıp dururken beynim artık uğuldamaya başlamıştı. Uzanıp belimdeki kemeri çıkardı ve bir kenara attı. Aynı anda beni de bıraktı ve sonra da sürükleyerek odanın ortasında duran sandalyeye doğru götürdü. Bunun ne olduğunu tahmin edebiliyordum. Kolunu yakalayıp büktüm , tekmeler attım hatta çaresizlikten tuttuğum kolunu ısırdım ama bir işe yaramadı. Beni sandalyeye oturtup bağladı ve " Bunun ne olduğunu biliyor musun Adena?" diye sordu.

ATEŞLE OYNAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin