İrina planı duyunca çıldıracaktı. Babam'da öyle. Aaron'un soruları bitmemiş olacak ki " Peki David'i nasıl öldürebilirsin ki?" diye sordu. Gözlerimi açmadan " Ona en çok istediği şeyi vereceğim." dedim. Sesi endişeli çıkarken " Nasıl yani?" diye sordu. Gözlerimi açtım ve ağaçların siyah gölgelerinin birbirine karışmasına baktım. " Ben." diye fısıldadıktan sonra uyumak için gözlerimi kapattım. Sabaha tüm enerjime ihtiyacım olacaktı.
Arabanın sarsılmasıla uyandım. Güneş daha yeni yeni doğuyordu. Etrafıma bakıp nerde olduğumuzu çözmeye çalıştım ama son zamanlarda o kadar çok yer değiştimiştik ki yerler birbirine karışıyordu. Uzanıp saçlarımı okşarken " Merak etme az kaldı." dedi. Bir anda uzanıp beni öpmesiyle şaşırarak " Bu ne içindi?" diye sordum.
" Uyurken söylediklerin içindi."
" Ne?"
" Uyurken konuşuyorsun. Bazen."
" Ne dedim?"
" Özel şeyler."
" Aaron!"
Ah hayır.. Küçükken uykumda hep konuşurdum ama bunu geçmişte bıraktığımızı sanıyordum. Umarım utanç verici bir şey söylememişimdir. O kahkaha atmaya başlayınca yumruğumu omzuna geçirdim. Çok etkilenmemiş görünüyordu ama yüzünü buruştururken " Neden yaptın bunu?é diye sordu.
" Siz benim savunmasız halimden faydalandınız."
" Tamam susuyorum."
" Bana ne söylediğimi söylemeden olmaz."
" Beni çok sevdiğini söyledin. Bu kadar."
" Bu pek inandırıcı değil."
" İnanmaktan başka çaren yok."
Kaşlarımı kaldırarak önüme döndüm ve akıp giden yolu izledim. Evet ona inanmaktan başka bir çarem yoktu ama başka bir şeyler söylediğime emindim. Uzun zamandır uyuduğum en güzel uykuydu ve David gittiğinde çok daha huzurlu olacaktı.
O adamın nefes aldıı her an benim ömrümden gidiyormuş gibi geliyordu. Ya da Aaron'un. Ya da sevdiğim herhangi birinin. Arkama yaslanıp onu izledim. Yorgunluğu suratından anlaşılıyordu. Hiç uyuyamamıştı ki.. İlk önce gelip beni kurtarması sonra da tüm gece araba kullanması gerekmişti. Uzanıp alnına dökülen saçları çekerken " Yorgun musun?" diye sordum.
" Ben yorulmam."
" Evet. Bay inanılmaz olduğunu unutmuşum."
" Oluyor bazen."
" Uykun var mı?"
" Bay inanılmazın uykusu da gelmez. Seninle tanıştıktan sonra tüm hayatımda uyuduğumdan daha çok uyudum zaten."
" Oraya gidince uyuyabilirsin."
" Planını duymak istiyorum."
" Herkesle beraber duyarsın."
Kahkaha attı ama bu kahkahanın kaynağının gerilmekte olan sinirleri olduğunu biliyordum. Aslında kimsenin sabrını zorlamak istemiyordum ama bu planı tekrar tekrar anlatmak zorunda kalmak da istemiyordum. Herkes orda olacaktı ve bende planı bir kere anlatacaktım. Ayrıca oraya gidince Colin'i de bulmam gerekiyordu. Bana bir kez daha yardım etmeyi kabul eder miydi bilemiyorum ama ona muhtaçtım.
Yaklaşık yarım saat sonra ana merkezin ortasında , koşuşturan insanların arasında dikiliyorduk. Tüm o teknolojik aletlere ve buz gibi havasına hala alışamamıştım. Burada çalışıyor olsam yanlışlıkla tüm sistemleri çökertirdim herhalde. Bu düşünceleri aklımdan çıkarıp İrina'nın ıdasına doğru yürüdüm ve içeri daldım. Boş odaya göz attıktan sonra arkamdan koşturan biri tarafından dikkatim dağıldı. Siyahi bir adam bana doğru yaklaşırken " Adena?" dedi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞLE OYNAMA
Teen Fiction- Sen beni mi izliyordun? - Hemde tahmin edebileceğinden çok daha uzun zamandır. Birden ortadan kayboldu. Etrafıma bakındım. Hayır yoktu. Gittiğini umdum ama birden sağımda belirdi. Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı. Nefesi kulağımı gıdıklıyordu. - S...