Otostop

18.2K 674 46
                                    

4. Kapı namı diğer ' Kötü Seçim' , burada yaşayan tüm insanların dışkılarının toplandığı yere açılıyordu.

Bir anda ayaklarım boşa çıktı ve düştüm. Tamamen insan dışkısıyla kaplı bir havuz gibi olan yere düştüğümde yoğunluğundan dolayı addeta saplanıp kaldım. Burası boklarla dolu bir çukurdu ve benden onun içinde yüzüyordum. Colin'i bu bokların içinde boğabilirdim. Sinirle çığlık attığım sırada Colin'in de borudan düştüğünü gördüm. Benim aksime o kahkahalarla gülüyordu.

" Beni buraya attığına inanamıyorum."

" Bak hayatım burası tek çıkış yoluydu."

" Kapıda kimse yoktu. Tüplerle çıkabilirdik."

" Tüplere bindiğimiz an herkes farkına varırdı. Ayrıca bu yılın en büyük etkinliği kapıda bir sürü koruma olduğuna eminim. Daha iki adım atamadan enselenirdik."

Çok sinirliydim. O kadar ki mantıklı olmasına rağmen onunla hemfikir olmak istemiyordum. Üzerimdeki bu saçma tuluma rağmen insan dışkısıyla kaplanmış olma fikri midemi bulandırıyordu. Colin önüme geçip beni kolumdan çekerken ilerlemeye başladık. Sanki bir bataklığa saplanmış gibiydik , hareket etmek o kadar zordu ki..

Neyse ki sonunda diğer tarafa açılan borunun yanına ulaşabildik. Borunun hemen dibinde bir kapak vardı. Colin kapağı kaldırıp geçebilmem için kenara çekildi. İkimizde içeri girince o iğrenç yerden kurtulduğumuza şükrettim. Birkaç adım attıktan sonra bir kapıya ulaştık ve burası bizi geniş bir kabine getirdi.

Colin kollarını yana açarak durunca başımı sallayıp " Sana sarılmamı falan mı bekliyorsun?" diye sordum ama anında her taraftan fışkıran sular bana Colin'in neden öyle durduğunu açıkladı ve kendimi de biraz aptal hissetmeme sebep oldu. Birkaç dakika sonra tertemiz olmuştuk. Diğer kapıdan çıktığımızda önümüzde bir oda vardı.

" Üstündeki tulumu çıkarabilirsin."

" Burası ne için yapıldı? Yani hangi deli bir bok çukuruna girer ki?"

" Meraklı çocuklardan başka mı? Her ay seçilen insanlar burayı boşaltmakla görevlendirirler."

Üzerimdeki tulumu çıkarıp bir kenara koydum ve Colin'i takip ettim. Bir süre soğuk taşların arasında yürüdük. Sonu gelmeyen bir tünel , dünyanın en derin mağarası gibi bir yerdi burası. Derin derin nefesler aldığımda Colin " Derin nefes almayı kes bence." dedi

" Ne yani nefes almamada mı karışacaksın?"

" Hayır. Yani sen bilirsin ciğerlerinin bu kokuyla dolmasını istiyorsan.."

" Sana Colin mi demeliyim Alexander mı?"

" Colin."

" Bu gerçek ismin mi?"

" Evet."

Soru sormamdan hoşlanmamış görünüyordu. Sonunda kayaların arasından içeriye sızan güneş ışıklarını gördüm. Dışarı çıktığımızda etraf karla kaplıydı ama güneşin ışıklarıyla yavaş yavaş erimeye başlamıştı. Bu yılın son karı olmalıydı. Güneş ilerdeki dağların arkasından yeni yeni batarken bende kendimi yeniden doğuyormuşum gibi hissediyordum.. O kadar güzel bir manzaraydı ki. Ta ki Colin beni gerçekliğe çekene kadar.

" Manzarayı izleyecek vaktimiz yok."

" Neden herşeye karışma ihtiyacı hissediyorsun? İçerdeyken hiçte böyle değildin."

" O Colin'di. Şu an Colin olduğumdan daha çok Alexander olmak zorundayım."

" Kişilik bölünmesi desene sen şuna.."

ATEŞLE OYNAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin