Kan Yemini

9.9K 511 37
                                        

Kalkıp masasından bir bıçak aldıktan sonra yanıma geldi. Kendi avcunda bir kesik açtıktan sonra bıçağı bana verdi. Kendimi , onu bu bıçakla burda öldürmemek için zor tutuyordum. Aynı şekilde avcumda bir kesik açtım ve elini tuttum. Bana bakarken " Yeminini et Adena." dedi.

" Sen ölene kadar sana sadık kalacağıma yemin ederim."

" Harika.."

Elimi çektim ve uzattığı mendili alıp elimi sildim. Tekrar yerine otururken " Demek artık benim için çalışıyorsun." dedi. Başımı sallayıp hafifce gülümserken " Evet. Bundan sonra senin için çalışıyorum." dedim. Pek uzun süreceğini sanmıyordum. Kalkıp masasının yanındaki dolaptan bir şişe viski ve iki de bardak çıkardı. Bardaklardan birini doldurup bana verirken gülümseyerek " Az önce ruhunu şeytana satın. Farkındasın değil mi?" diye sordu.

" Şeytan olduğunu bilmen güzel ama burda en azından bana dürüst davranacak insanlarla çalışacağım. Orda öyle değildi."

" Evet bu konuda haklısın. Onlar seni bir piyon olarak görüyor. Burda sen satranç tahtamızın veziri olabilirsin."

" Yoksa şah sen misin?"

" Tabiki de."

Unuttuğu bir şey vardı. Şah her adımında sadece bir kare ilerliyebiliyordu ve bu satranç çok yakında onun mat olmasıyla bitecekti. Bardağa baktım. Normalde içkiyle uzaktan yakından aram yoktu ama bugün ihtiyacım olabilirdi. Tüm bardağı bir dikişte bitirip yüzümü buruşturdum ve " Peki ne zaman başlıyoruz?" diye sordum. Kendi viskini keyfini çıkararak içerken " Bunları bana katılacağın akşam yemeğinde konuşabiliriz." dedi. Bunu yapabileceğimden emin değildim ama başımı salladım. Kapıyı işaret ederken " Kevin'a söyle sana bir oda ayarlasın ve akşam yemeğine kadar da eşlik etsin. Seni aramızda görmek gerçekten güzel." dedi. Gülümseyerek kapıdan çıktım ve kenarda duran Colin'in yanına gittim. Elimi gösterirken " Bu iş tamam." dedim.

" Şimdi ne yapıyoruz?"

" Konuşmama izin vermedi. Akşam yemeğinde konuşmak istiyormuş. Bana bir odaya kadar eşlik etmeni ve akşamda yemeğe bırakmanı emretti."

" Gidelim o zaman."

Beraber kapıya doğru yürüdük ve arabaya bindik. Geçen sefer kaldığımız binanın yerine müstakil iki katlı bir eve geldiğimizde Colin " Kevin'ın evi burasıymış." dedi. İçeri girdiğimizde neyseki başka biri yoktu. Yorulmuş bir şekilde koltuğa oturduğumda bana bir bardak su getirip " Nasıl gitti? Sana inandı mı?" diye sordu. Başımı salladım ve tam ağzımı açacağım sırada " Söylediklerine çok dikkat etmelisin Adena!" dedi.

" Neden?"

" Verdiğin yemine karşı çıktığını gösterecek belli sözler , cümleler anlaşmanın bozulmasını sağlayabilir."

" Bu yeminin o kadar hassas olduğunu bilmiyordum."

" Bir süre üstü kapalı konuşmak zorundasın."

" Pekala.. Ona ne istediğimi anlattım ve yemini edince kabul etti. O kadar yani."

" İyi. Şimdi istersen biraz dinlen."

" Olabilir."

Olduğum yerde koltuğa uzanıp kafamı yastığa koydum.. Bu yemin geçerli olduğu sürece Aaron'la konuşamayacak olmak zordu. Ya da her cümleme dikkat etmek zorunda olmak.. Ağzımdan yanlış bir şey , niyetimi belli eden bir şey çıktığında ya da öyle bir hareket yaptığım anda sonum ölümdü. Gözlerimi kapatıp bir süre uyudum.

Colin'in beni sarsmasıyla uyandığımda " Kalkman lazım. David , seni götüreceğim akşam yemeği için mesaj atmış." dedi. Kalkıp yüzümü yıkadıktan sonra üzerimi değiştirme gereği duymadan aşağıya indim ama sanırım David öyle düşünmemişti. Bana gönderilern kıyafete baktım. Neyseki geçen sefer Lucy'e gönderdiği gibi kabarık bir elbise değildi. Basit siyay , esnek bir tayt ve üstten oluşuyordu. Onları giydikten sonra Colin'le beraber arabaya bindik.

ATEŞLE OYNAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin