Gece kadar karanlık. Elbisemi tarif etmek için bundan daha uygun bir şey düşünemiyordum. Aqua'nın bana verdiği siyah tüylerden oluşan büyük maskeyi saçlarımdan geçirip gözlerimin üzerine indirdim. Aldric gerçekten benim bu baloya gitmeyeceğime inanmış mıydı bilmiyorum ama bu gece orda olmalıydım. Çünkü o orda olacaktı. Simon için endişeleniyordum. Aldric'in davranışları aklımda dönüp duruyordu. Neden Simon'ın benimle çalışmasını istememişti ki? Bu saçmalıktı. Simon'dan bilmediğim kadar çok şey öğrenmiştim ve ondan şüphlenmiş olmaktan utanç duyuyordum. O olamazdı. Kendimi buna inandırmayı başarmıştım. Kapının çalınmasıyla gözlerimi aynadan kapıya çevirdim ve " Gir." dedim.
Aaron üstüne tam oturmuş olan takım elbisesiyle içeri girdiğinde gülümseyerek ona baktım. Harika görünüyordu ama sanırım buna alışmam gerekiyordu çünkü hep böyleydi. Birkaç adım atıp yanıma geldiğinde masanın üzerinde duran düz siyah maskeyi alıp ona baktım. Başından geçirip gözlerinin üzeirne yerleştirdim. Şimdi beyaz teni dışında baştan aşağıya simsiyah olmuştu ama ne kadar siyah olursa olsun o gözlerinin tonuna yetişemiyordu bile. Maske bir işa yaramıyordu. Onu kilometrelerce öteden bile tanırdım. Gülümseyerek başını kaldırırken işaret parmağyla maskemi biraz yukarıya itip beni öptü. Elsibesim tülleri arasında gezen ellerini hissedebiliyordum. Kendini geri çektiğinde " Kalbinin bu kadar hızlı atmasının tek sebebinin benim varlığım olmasını dilerdim." dedi.
" Bu gece hakında emin değilim. Korkuyorum."
" Adena bu gece ne olacağını bilmiyoruz."
" Kesinlikle. Bu belirsizlik beni öldürecek. Son yaşananlardan sonra endişelenmeden duramıyorum."
" Bu sadece sıradan maskeli bir balo olabilir."
" Bu akademide hiçbir şey sıradan değil. "
Gülümseyerek maskemi geri indirdim ve aynada kendime son bir kez bakarken " Nasıl olduğunu sorma , bilmiyorum ama hissediyorum. Yoksa Aldric benim bu balodan uzak durmamı neden istesin ki?" diye sordum.
" Bilemiyorum ama eminim aklında bir şeyler vardı."
" Bu gece bir şeyler olacak. Bu geceyi bekliyordu."
" Kim?"
Derin bir nefes alıp kıyafetimin içine , bel kısmına sakladığım bıçağı elimle yokladım ve " Bende bunu öğrenmeyi umuyorum." diye fısıldadım.
Normal liselerde yapılan eğlencelerden pek bir farkı yoktu. Kulakları sağır edecek bir müzik vardı ama akademinin balosunun ana binanın üstündeki parkurların olduğu yerde yapılacağını hiç düşünmemiştim. Bu kadar kısa bir süre içinde onca şeyi nereye ve nasıl taşımışlardı bilmiyorum ama burası normal bir lisenin balosuna çok benziyordu. Kapıda Aldric'i görünce istemsiz bir şekilde başımı önüme eğdim. Suratımdaki maske yüzümün yarısından fazlasını kaplıyordu ama rahatsız edici bir şekilde bakışları üzerimde fazla oyalanmıştı. Neyseki Aaron'la farklı zamanlarda girmeyi akıl edebilmiştik yoksa iyice belli olacaktı.
İçeriye girdiğimde Aldric'in beni bulamayacağı kadar kalabalığa karıştım. Aaron saklandığı yerden çıkıp yanıma geldi ve şimdi bizimkileri bulmamız gerekiyordu. Bu kadar kadar kalabalığın içerisindeki tek arkadaş gurubu biz olmayacağımızdan Aldric'in dikkatini çekeceğini sanmıyordum. Aqua'nın muazzam sarı saçlrını gördüğümde onlara doğru yürüdüm.
Yanlarına gidipi konuşmaya başlayacağım sırada bedenimin titrediğini fark ettim ama sonra telefonumu yanıma almış olduğumu hatırladım. Kabarık elbisenin tülleri arasında telefonumu zar zor bulup gelen mesaja baktım.
" Saat 22.00 da ana binanın dışında benimle buluş. Çok önemli! - Simon"
Colin ne olduğunu sormadan telefonu elimden alıp mesajı okudu ve onunla beraber grubun geri kalanıda öğrendi. Bense gözlerimi Simon'ın kızıl saçlarını ya da en azından ona benzeyen herhangi birini görebilmek için etrafta dolaştırdım. Kızıl saçarını geriye taramış ve gri bir maske takmış birini görünce ayaklarım istemsizce oraya doğru harekete geçti. Colin'in arkamdan adımı seslendiğini duymuştum ama yanındakiler onu susturdu. Olmamam gereken bir yerde adımla seslenmesi pek de zekice bir hareket değildi. Elimi omzuna atıp kendime çevirdim ve " Simon." dedim. Maskesi olsa da karşımdakinin Simon olmadığını anlamam birkaç saniyemi aldı. Aaron beni kendi grubumuzun içine geri çekerken özür dileyerek geri ödnüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞLE OYNAMA
Teen Fiction- Sen beni mi izliyordun? - Hemde tahmin edebileceğinden çok daha uzun zamandır. Birden ortadan kayboldu. Etrafıma bakındım. Hayır yoktu. Gittiğini umdum ama birden sağımda belirdi. Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı. Nefesi kulağımı gıdıklıyordu. - S...