Başka Bir Süpriz

22.7K 857 46
                                    

' Akşam onu getiriyorsun dimi?'

' Herşey hazır.'

' Nerede olduğunu biliyorsun zaten.'

' Umarım bir aksilik çıkmaz.'

' Saat tam 19.00'da.. Oyun başlasın :)'

Bu da ne demekti? Oyun başlasın mı? Merakımı dindirmek için okuduğum mesajlar kafamda başka soruların oluşmasına sebep olmuştu ve şimdi huzursuzluk tüm bedenimi ve zihnimi sarmıştı. Kalbim korku ve şüpheyle çarparken sandalyeye oturdum. Aaron ne planlıyordu?

Ben kafamdaki sorularla boğuşurken Aaron üzerinde sadece bir eşofmanla aşağıya indi ve ıslak saçlarını sallayak gülümsedi. O görmeden telefonu geri yerine koydum. Bu konuyu kahvaltıdan önce mi yoksa sonra mı açsam bilemiyordum ama sormam gerekiyordu. Yani ben akşam saat 19.00'a kadar E.M.'nin tabiriyle oyun başlayana kadar bekleyemezdim.

Ayrıca Aaron'a tüm benliğimle güveniyordum ve bana karşı dürüst olacağından emindim. Yani Aaron'la ilgili en ufak bir şüphem yoktu. Benim için yaptığı onca şeyden , yaşadığımız onca şeyden sonra olamazdı da zaten. Sadece merak etmiştim. Sandalyeye otururken " Çok güzel kokuyor." dedi. Gözlerimi üzerinden zar zor çekerken ki o böyle üzerine birşey giymediği zamanlarda ona bakmamak çok zor oluyordu , " Üzerine birşey giymelisin. Hava soğuk." dedim ama her zamanki gibi sadece gülümseyerek başını salladı.

Ağzıma bir parça ekmek attıktan sonra " Seni daha iyi tanımak isterdim Aaron." dedim. Böyle söyleyince onun da tuhafına gitmişti ama haklıydım. Geçmişi hakkında sadece David'le yaşadıklarını ve ailesinin öldüğünü biliyordum. Peki başka? Tam olarak nelerden hoşlanır , neleri sevmez bunları bile bilmiyordum. Sandalyemi tutup kendine yaklaştırırken " Bana istediğin herşeyi sorabilirsin Adena.." dedi.

" Yani bilemiyorum. Mesela nelerden hoşlanırsın? Bunu bile bilmiyorum."

Uzanıp boynumu öperken " Hoşlandığım bir şey var.." dedi. Gülümsememeye çalışırken açık açık sormaya karar verdim ve " Çok özür dilerim ama art arda mesaj gelince bende önemli olabilir diye baktım ve mesajlarını okudum. Ne bu?" diye sordum.

Benden uzaklaşıp telefonu eline aldı ve mesajlara girip yazılanları okudu. Bir an için yüzünde bir düş kırıklığının gölgesi belirdi. Gözlerini dikip bana bakmaya başladığında ilk defa bana böylesine bakmasından rahatsız oldum.

" Öncelikle sana merak edip baktığın için kızmayacağım tabi. Ben de senin günlüklerini okumuştum sonuçta."

" Teşekkür ederim ama benim asıl merak ettiğim bunların ne anlama geldiği."

" Aslında bir sürpriz olması gerekiyordu ama.. Korkmanı gerektirecek birşey yok. Sen ne sandın ki?"

Aslında ben bile ne düşündüğümü bilemiyordum ama bunun bir sürpriz olduğunu duymak beni rahatlatmıştı. Ayrıca böyle mesajlarla bir anda karşılaşınca insan ne düşüneceğini bilemiyordu ama yine de kendimi biraz kötü hissediyordum. Meraklı huysuz yaramaz çocuklar gibi. Pişman bir şekilde başımı eğerken " Bir sürpriz daha yapacağını bilmiyordum. Affedersin.." dedim.

" Bu yüzden bunun adı sürpriz ama maalesef.."

" Ne?"

" Bu sürprizle ilgili halletmem gereken birkaç şey daha var. Bu yüzden bir süreliğine gitmem lazım ama akşam seni almaya geleceğim tamam mı?"

"Peki.."

Beni öptükten sonra kalkıp üzerine birşeyler giydi ve çıktı. Şimdi de aklımda dolaşan sorular bunun nasıl bir sürpriz olduğuyla ilgiliydi. O gidince bende annemle tüm zamanımızı geçirdiğimiz o kitaplarla dolu odaya döndüm. Annem buraya hep ' Kitap Denizi' derdi.

Raflardan bir kitap seçip aldım ve minderlere uzanıp okumaya başladım. Telefonumun titremesiyle kitapların güzel dünyasından çıkıp gerçekliğe döndüm ve saatin ne kadar da hızlı ilerldiğini o zaman fark ettim. Mesaj Aaron'dandı.

' Seni saat 18.00 gibi alırım. Giymen için bir kıyafet bıraktım. Seni seviyorum."

Bıraktığı kıyafeti görmemiştim. Muhtemelen bu da sürprizin bir parçasıydı. Odaya gitmek için üst kata çıktığımda kendi odam yerine annemlerin odasına girdim. Herşey eski yerlerindeydi. Sanki burdan hiç ayrılmamış gibi. Annemin parfüm kokusunu bile alabilecekmişim gibi geldi bir an. Kuş motifleri olan perdeleri , büyük dolabı ve diz beyaz yatak örtüsü. Bir sürü yastıkla donatılmış o yatak.. O hala burada gibiydi. Ruhu bu odalarda gezinmiş ve Aaron'a herşeyi eski yerine koyması için yardım etmiş gibi. Kendinden parçalar bırakıyormuş gibi.. Onu çok özlemiştim.

Bir süre odanın ortasında öylece durduktan sonra kendi odama gidip kısa ama rahatlatıcı bir duş aldım. Yatağın üzerinde Aaron'un benim için bıraktığı elbiseye baktım. Aaron bunu tek başına seçmiş olamazdı çünkü çok güzeldi. Aklıma direk Leslie geldi. Muhtemelen ondan yardım almıştı. Elbiseye hayran hayran bakmayı kesip hazırlanmaya başladım. Aaron'un mesajı geldiğinde çoktan hazırdım.

' Seni aşağıda bekliyorum.'

Yatağın kenarında duran ayakkabıları ayağıma geçirip , üşüme ihtimalime karşılık bir de ceket alıp evden çıktım. Bu ayakkabılarla yürümek biraz zordu ama altına çamurdan rengi değişmiş spor ayakkabılarımın pek yakışacağını sanmıyordum. Aşağıya indiğimde kimseyi göremediğim için telefonuma uzandığım sırada önümde bir limuzin durdu. Camı açılıp içinde Aaron'u görene kadar buna bir anlam verememiştim. Sürücü koltuğunda ki adam inip kapımı açtığında Aaron'un yanına yerleştim ve sesimdeki şaşkınlığı gizlemeye çalışmadan " Sen delirdin mi? Tüm bunlarda ne?!" diye sordum.

" Evet belki biraz özenmiş olabilirim ama güzel olmasını istiyorum."

" Gerçekten de sınırların yok değil mi?"

" Sanırım yok. Bu arada çok güzel görünüyorsun."

Bakışlarımı üzerinde gezdirdim. Sanırım onu ilk defa blazer giyerken görüyordum ve Tanrım .. Basit bir ceket bile bir insana nasıl bu kadar yakışabilirdi. Gülümserken " Sende öyle. Ayrıca elbise için teşekkür ederim. Gerçekten çok güzel." dedim.

" Leslie seçti. İyi ki de o seçmiş. Benim seçtiğim şey bir çuvala benziyordu. Gerçi ayakkabılar konusunda Leslie'yi uyarmıştım ama.."

" Sanırım dinlememiş. Bunlarla yürümek gerçekten zor."

" Sızlanma. Düşmemen için elini tutacağıma söz veriyorum. Bileğini burkmanı istemeyiz."

" Ya burkarsam.."

" O zaman seni eve kadar taşırım. Kucağımda."

" Fena fikir değilmiş."

Uzanıp beni öptüğü sırada araba durdu. Adam gelip kapıyı açtığında Aaron dışarı çıkıp inmem için elini uzattı. Ağzım bir karış açılırken şaşkınlığımı gizlemeye çalışmadım bile...

ATEŞLE OYNAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin