Kağıdı elimde sıkıca tutup dışarı çıktım. Kimse belli etmesede üzerimde inanılmaz bir baskı var gibi hissediyordum. Aşağıya inerken büyük otomatik kapıların elementlerin katlarının başında da olduğunu gördüm ve aynı ana kapıda bulunan tabletlerden de vardı.
" Element katlarına giriş neden böyle?"
" Bazen bazıları şaka yapmaya çalışıyor. Bu tabletler onlara tam engel olamasada eskisine göre durum daha iyi. Eşyalar kaybolabiliyordu."
" Peki ben tüm elementleri alıyorsam..."
" Merak etme senin el izin hepsinde vardır."
En aşağıya indiğimizde fıskiyelerin ordaki geniş masalardan birine gidip oturduk. İnsanların bize bakışları hala değişmemişti. O kadar yabancı mı görünüyorduk? Eric ayağa kalkıp " Yemeğe kadar çok zaman var ve benim dinlenmem lazım. Görüşürüz millet." dedi. Gerçekten yorgunluğu gözlerinden okunuyordu. Özellikle de bugün yaptığımız malum araba yolculuğundan sonra böyle olması gayet normaldi. Ama art arda o kadar çok şey yaşanmıştı ki sanırım birini unutmadan diğerine başlıyorduk ve düşünmeye hatta o şoku atlatmaya zamanımız olmuyordu. Eric yanımızdan kalkar kalkmaz sanki pusuya yatmış bir aslan gibi bir grup öğrenci yanımıza geldi.
" Damon! Dışarda olduğunu sanıyordum."
" Geri döndüm. Ne o beni özlediniz mi?"
" Belki biraz. Arkadaşlarınıda getirmişsin."
Damon gruptakilerle tokalaştıktan sonra onlarda bizim yanımıza oturdular. Çocuklardan biri hepimize bakarken gülerek " Aaron ve Colin'i de getirmişsin." dedi. Aaron'un tanımadığım arkadaşlarıyla ilk kez tanışıyordum. Aaron ve Colin'de onlara selam verdikten sonra hepsi bize döndüler. Kızlar Aqua'ya imrenen gözlerle bakıyorlardı. Gerçekten kıskanılacak bir kız olduğunu söylememe gerek yoktu sanırım. Leslie bana doğru eğilip " İlk günden bu kadar hareket yeter. Ben de gidiyorum." dediğinde gülümseyerek başımı salladım. Ayağa kalkıp biraz yürüdükten sonra arkasını dönüp " Adena sende gelecek misin?" diye sordu. başımı hayır anlamında sallayıp önüme döndüğümde adımın duyulmasından sonra gelen tepki beni rahatıs etmişti. Tam karşımda oturan kız bana ' Bu mu Adena?' der gibi bakarken onun yanındaki oğlan elini uzatıp gülümsedi.
" Geleceğini duymuştum. Kusura bakma hiç görmediğim için tanıyamadım. Ben Luke."
" Memnun oldum."
" Burda olduğuna çok sevindim."
" Bende.."
Gözler üzerimdeyken kendimi oldukça rahatsız hissediyordum. Aaron bunu anlamış olacak ki elini belime atıp beni kendine çekti ve saçlarımı öperken " Adena biraz yorgun snırım. Biz gidelim." dedi. Luke ısrarcı bir şekilde " Akşam ki partiye gelin ama." dediğinde bir parti daha kaldırabileceğimi sanmıyordum.
" Ne partisi?"
" Dönem yeni başladı sayılır. Partilerde başlıyor."
" Belki düşünebiliriz."
" Bana mesaj at. Sana detayları söylerim."
Kaşlarımı kaldırıp uzattığı kağıdı cebime tıktım ve gülümsedim. Aaron'la beraber odaların olduğu binalara doğru yürürken gülümsedim.
" Son parti hatıramız pek hoş değildi."
" Bence de.. Klonumla yatıyordum."
" Hey! Nerden bilebilirdim ki?"
" Belki gidebiliriz. akşam mesaj atıp yeri öğrenebilirim."
" Bu arada o çocuk sana asıldı mı bana mı öyle geliyor?"
![](https://img.wattpad.com/cover/9438826-288-k365001.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞLE OYNAMA
Teen Fiction- Sen beni mi izliyordun? - Hemde tahmin edebileceğinden çok daha uzun zamandır. Birden ortadan kayboldu. Etrafıma bakındım. Hayır yoktu. Gittiğini umdum ama birden sağımda belirdi. Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı. Nefesi kulağımı gıdıklıyordu. - S...