Bu Bir Tanga!

16.6K 566 22
                                    

Kremi almak için odadan çıkmadan önce ona dönüp gülümseyerek " Hem çabucak iyileşsin ki yenilerini yapabileyim." dedim. Aşağıya inip kremi aldığım gibi yukarı çıktım ve acıtmamaya dikkat ederek sürdüm. Arabaya bindiğimizde tek düşünebildiğim insanların suratıma bakar bakmaz neler olduğunu anlayacağıydı. Hiçkimse anlamasa bile Leslie anlardı. Tüm olanları ona anlatıp bir kere daha kıpkırmızı kalmak istemiyordum. Okulun kapısından girmek üzereyken beni belimden tutup çekti ve " Bana bir öpücük vermeden mi gideceksin?" diye sordu. Parmak ucuma kalkıp onu öptüğüm sırada Eric'in " Birbirinizi yemeyi kesin." demesiyle durdum. Aaron , onlarla beraber içeriye geçerken Leslie bir kaşını kaldırmış şüpheli bir şekilde beni süzüyordu. Onların tamamen uzaklaştığından emin olunca " Yüzündeki şu tuhaf sırıtışın bir sebebi var mı?" diye sordu.

Gülümsememi tamamen ortadan kaldırırken dolabıma doğru yürüdüm. Onu ne kadar görmezden gelebilirdim bilmiyorum. Kitaplarımı aldığım sırada dolabımı pat diye kapattı ve nerdeyse herkesin duyabileceği bir şekilde " Aman tanrım! Adena! Ciddi olamazsın!" diye bağırdı. Daha fazla bağırmasını önlemek için elimle ağzını kapatırken yerinde zıplıyordu. Onu durdurmaya çalışırken " Leslie! Sakin olacağına söz verirsen elimi çekerim." dediğimde başını salladı ve uslu bir çocuk gibi yanımda yürümeye başladı.

" Bana her şeyi anlatmalısın. Hala inanamıyorum!"

" Ne!? Bir sürü insan bunu yapıyor."

" Peki özür dilerim. Aşırı tepki verdiğimi kabul ediyorum."

Zil çalınca sohbetimizin yarıda kalmasına memnun bir şekilde ona sarıldım. Merakını biraz olsun dindirebileceğini umarak " Muhteşemdi." diye fısıldadığımda bunun tam tersi bir etki yaptığını yeni fark ediyordum. Sınıfa girip yerime oturduğumda Taylor içeri girip önümdeki sıraya oturdu. Gülümserken " Hayret. Artık derslere giriyorsun." dedim.

" Onu sana sormak lazım. Okulu ekip duran sensin."

" Taşınma işleri. Senin bahanen ne merak ediyorum."

" Eh her gün senin gibi kızlar müdürün odasını ararken kaybolmuyor. Bende derslere gireyim dedim."

" Unutmamışsın bakıyorum."

" Hafızam güçlüdür."

Öğretmen içeriye girmişti ama kimsenin onu taktığı yoktu. Zavallı adam kimsenin dinlemediğini bile bile yine de dersini anlatmaya çalışırken en arka sıralarda olmanın verdiği rahatlıkla " Ee nasıl gidiyor?" dedim.

" Her şey iyi."

" Galiba en son James'in partisinde konuşmuştuk."

" Evet. Hey bu arada James'i görün mü? Evini arıyorum ama kimse açmıyor. "

" Şey evet.. James'le son konuştuğumda şehir dışına çıkacağını söylemişti ama eminim yakında döner."

" Umarım döner. James'in kavgası sohbetimizi bölmeden önce biz ne konuşuyorduk?"

" Facebookumu stalklamandan ve kitap zevklerimden."

" Evet. Tuhaf polisiye kitaplar."

" Öyle sayılır ma benim pek ilginç bir tarafım yok."

Bunun ne kadar büyük bir yalan olduğunu bile bile söylemek kendi kendime gülmeme sebep olmuştu. Sanırım şu hayatta ilginç olan birkaç şeyden biri de benim yaşadıklarımdı. Konuyu değiştirmek için " Sen biraz anlat." dediğimde omuz silkip " Ne anlatayım?" diye sordu. Kafama gelen ilk şey olarak " Aileni falan." dedim ve dersin geri kalanında onun ailesini anlatmasını dinledim. Dersten çıktığımda Leslie'yi karşımda bulacağımı biliyordum. Beni kolumdan çekip okuldan çıkarırken " Üzgünüm ama kendimi derslere veremiyorum. Okulu ekip bir yerlere gidiyoruz ve sende bana her şeyi anlatıyorsun." dedi.

ATEŞLE OYNAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin