Sıradaki Sensin

36.1K 1.5K 215
                                    

Sabah uyandığımda dün yemekte olan her şey film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti. Daha doğrusu ben geçmeleri için zorladım. Bugün ona olan tavrımı belirlemeden önce dün olanları hatırlamam gerekiyordu. Zaten beni ne kadar sinir ettiğin , ukala tavırlarıyla soğuttuğunu ve ah tabiki de beni neredeyse ezmek üzere olduğunu unutmamıştım. Yani bugün ki tavrımın çok da sıcak olmayacağını anlayabiliyorduk.

Ders programıma bir göz gezdirdim. Ah keşke uyanmasaydım. İlk iki ders beden eğitimiydi. Gerçi ben uyanmasamda bizimkiler kalmama izin vermezdi. Bu yüzden hazırlanıp , beden eğitimi içi olan kıyafetlerimide bir çantaya koyup aşağıya indim ve 4 büyük bavulla karşılaştım. Biraz umutlanarak yemek masasında oturmakta olan babama döndüm ve '' Buranın korkunç bir yer olduğuna karar verdiğiniz için taşınıyor muyuz yoksa?!'' diye sordum ama cevap tabiki de hayırdı.

Masaya oturduğumda Sally'de son bir bavulla aşağıya indi ve bize katıldı. Biraz huzursuz olarak sordum.

'' Peki bu bavullar ne o zaman?''

Babam da keyifsiz ve endişeli görünüyordu. Suratını asarak bana döndü ve '' İkimizde sanat galerilerine sahip bir şirketle anlaşma yaptık bu yüzden bizden belirli sergilere gitmemizi ve istedikleri eserleri almamızı istiyorlar.'' dedi.

'' Harika yani yine tek başıma kalıyorum. Hem de son zamanlarda seri cinayetlerin işlendiği bir yerde.''

'' Tatlım çok özür dilerim biliyorum artık iş için gezmemek üzere anlaşmıştık ama..''

Sally '' Ama bu iş gerçekten çok önemli. Belki de ikimizin kariyerinin en iyi işi olabilir canım.'' diyerek babamın cümlesini tamamladı. Omuz silkerek umursamıyormuş gibi davranmaya çalıştım ama kesinlikle bu konudan hoşnut değildim. Onlar olmadan burda korkudan kafayı yerdim.

'' Ne kadar süreliğine gidiyorsunuz?''

İkiside birbirlerine baktılar. İçimden bir ses verecekleri cevaptan hiç memnun kalmayacağımı söylüyordu. Ayrıca 5 bavul hazırladıklarına göre bu sadece bir haftalık bir işte değildi.

'' Bir ay.. Belki daha da uzun?''

'' Bir ay mı? Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz? Baba bir ay ben burda tek başıma kalamam.''

'' Tatlım biliyorum. İnan bana bu iş bu kadar önemli olmasa kabul etmezdim ama cidden çok önemli. Komşularımız iyi insanlar her zaman onlardan yardım isteyebilirsin.''

Sakinleşmeye çalıştım. Ailesi olmadan evde yalnız başına bir ay geçirmek çoğu gencin en büyük hayali olabilirdi ama muhtemelen o gençler rüyalarından fırlama insanlarla aynı okula gitmiyor , bazı öğrencilerin kaçırılıp öldürüdüğü bir yerde yaşamıyordu. Yine de sakin olmaya çalışarak başımı salladım.

'' Haklısın. Umarım işiniz çabuk biter.''

'' Bizde buna uğraşacağız. İnan bana ikimiz senden daha da endişeliyiz. Ne zaman ararsam sana ulaşabilmeyi istiyorum tatlım tamam mı? Beni merakta bırakma.''

'' Aynısı sizin içinde geçerli. Ne zaman gidiyorsunuz?''

'' Saat 12'de Washington'da olmamız lazım. Yani birazdan çıkarız.''

Sandalyemden kalkıp ikisini de öptüm ve sıkıca sarıldım. Geldiğimde onları burda bulamayacak olmak kötüydü. Babama sarılırken '' Dikkatli olun.'' diye fısıldadım. Saçlarımı karıştırırken '' Asıl sen dikkatli ol benim küçük buz küpüm. Herhangi bir şey olursa hemen bizi ara tamam mı?'' dedi. Başımı evet anlamında salladığım sırada babam araba anahtarını önüme koydu ve gülümsedi.

ATEŞLE OYNAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin