Onu Öldürmeyeceğim!

30.1K 1.5K 125
                                    

Adımlarını takip ederek yürüdüğüm sırada birden onu görünce durdum. Sanırım kendimi fazla kaptırmıştım. Beni görmemesi için yanında durduğu çalılıkların arkasına yaslandım. Yüzü daha önce hiç görmediğim bir şekilde gerilmişti. Ellerini iki yanında yumruk yapmış ve durmadan sıkıyordu. Onu rahatsız eden birşeyler olduğu kesindi.

Birkaç saniye sonra diğer taraftan o adam çıktı. Kitap dükkanındaki adam. Aaron'un karşısına dikildiklerinde önce birbirlerine hiçbir şey söylemeden öylece durdular. Adam ağzını açtığında sözcüklerden önce pis bir hırıltıyla karışık kötü bir gülüş çıktı ve tüm ormanı doldurdu. Başını sallayarak Aaron'a bakarken " Hala yapmadığına , bu kadar zayıf olduğuna inanamıyorum." dedi.

Aaron gözlerini ondan kaçırırken " David.." diye fısıldadı. Böylece bu esrarengiz adamın adını da öğrenmiş oldum. Ama önemli olan adı değildi. Neden burda olduğu , neden Aaron'la konuştuğu ondan ne istediğiydi. David bu sefer sinirlenerek sert bir şekilde " Ne Aaron! Eğer geçerli bir sebebin varsa söyle gelsin ama olmadığını ikimizde biliyoruz." dedi.

Aaron'a baktım. David'in gözlerine bakamıyordu bile. Sanki aradağı cevap , kurtuluş yolu yerdeki yapraklardaymış gibi hepsine teker teker baktıktan sonra gözlerini adamın gözlerine dikip " Benden bu kadar." dedi. Onu daha önce hiç böyle görmemiştim.

" Ne?"

" Beni duydun David. Benden bu kadar. Pis işlerini yaptıracak başkalarını bulabilirsin."

" Şimdi işlerim pis oldu öyle mi? "

" Ne olduğu önemli değil. Dediğim gibi."

" Hadi ama bunu ne zamandır yapıyorsun ve şimdi mi işlerimin pis olduğunu söylüyorsun?"

" Sana artık bunu yapmayacağımı söylüyorum."

"Bir anlaşma yaptık Aaron. Sende buna uymalısın."

" Umrumda değil."

" Bunu görebiliyorum. Tamamlanmamaları lazım."

" Onu öldürmeyeceğim ya da başka birini."

Dengemi sağlamak ve yere düşmemek için kendimi zor tutarak yanımdaki ağaca dayandım. Bir anda dünya etrafımda hızla dönüp kararıverdi. Bahsettiği kişi bendim. Tamamlanmamaları lazım derken bizden bahsediyordu. Herşey yerine oturmaya başlarken kanımın damarlarımda donduğunu hissedebiliyordum.

Sözcüklerin üzerimde yarattığı şok etkisinden bir türlü kurtulamıyordum. Bunca zamandır Aaron beni öldürmeye çalışmıştı. Evime gelmişti , heryerde burnumun dibinde bitivermişti ve bunca zaman... beni öldürmeye çalışmıştı. Buna inanamıyordum.

" Aaron.. Bizimle misin onlarla mı?"

" Bu sorunun cevabını sana az önce verdim."

" Sırf onun için mi? O sadece aptal bi.."

" Sakın o cümleyi tamamlama."

" Aptal bir kız. Öncekilerden farkı ne Aaron? Onu sevdiğini sandığını biliyorum ama bu hissettiklerin aşk olamaz. Ona yaptığın once şeyden sonra.."

" O zamanlar onu tanımıyordum."

" Onu tanıyordun. Onu hep tanıyorduk. Küçükken onu kaçırmaya çalıştığımızda da , babasının kolunu yaktığında da. En başından beri onu tanıyordun."

" Dediğim gibi o zamanlar senin etkin altında olan küçük bir çocuktum. Herşey değişti."

" Herşey aynı. Sen değiştin."

" Artık kimsenin canını yakmayacağım."

" Bu can yakmakla alakalı değil. Kimin canını yaktığınla alakalı. Öbür gençler ölürken gözünü bile kırpmadın."

" Onları ben öldürmedim."

" Evet. Sadece onları biz öldürene kadar bir avuç koyun sürüsüymüş gibi besledin , korudun. Sonra da zamanı gelince onları önümüze ittin."

Artık herşey bir anlam kazanmıştı. Merak ettiğim , beynimi kemirip duran her sorunun bir cevabı vardı. Onca genç.. Tamamlanmamaları için öldürülmüşlerdi ve Aaron'un bunda büyük bir payı vardı. O David için çalışıyordu. Bir merial için. Bunca zaman benim yanımda olmuştu. Eric'in , Leslie'nin ve diğerlerinin. Aralarında hiç dikkat çekmeden ona söylenen herşeyi yapmıştı. Herşey üst üste gelince irkildim. Şimdi korktuğum kadar sinirliydim de.. Babamın kolundaki o yara izi şimdi anlam kazanmıştı. Beni daha önceden de tanıyorlardı.

David ellerini saçlarının arasından geçirirken " Ayrılamazsın." dedi ama Aaron bunu duymamış gibiydi.

" Ayrılırım."

" Peki onlara söylersem ne olur? Öğrenince ne yapacaklarını zannediyorsun? Bir şey olmaz diyip seni bağışlayacaklarını ve aralarına alacaklarını mı?"

" Ne olacağını bilmiyorum ama umrumda değil."

" Bunu görebiliyorum. Seni bu işe hiç bulaştırmamam gerekirdi. İki sene önce onu benden gizli bulup takip etmeye başladığın zaman seni bu işten ayırmalıydım. Bu benim hatam. Ama inan bana öğrendikleri zaman sana hiç iyi davranmayacaklar. Özellikle de o."

" Onu kaybetmek kadar kötü değil."

" Onu zaten kaybedeceksin Aaron. Öyle ya da böyle."

" Ondan artık vazgeçemem."

" Ne yani herşeyi beni oyalamak için mi yaptın? Yemeğine ilaç atmalar , elmasına zehir enjekte etmen. Bunlar beni oyalamak için oynadığın oyunlar mıydı?"

" Evet. Zaman kazanmak için yapmam gerekiyordu."

Tüm bu sözlerle aslında ölümle ne kadar da burun buruna geldiğimi fark etmiştim ama anlamadığım tek şey Aaron'un gerçekten beni öldürmek isteyip istememesiydi. Tüm bunları bana gerçekten de David'i oyalamak için mi yapmıştı. Beni öldürmeyi hiçbir zaman istememiş miydi? Aklım çok karışmıştı.

" Sonunun Dylan gibi mi olmasını istiyorsun?"

Aaron bir anda olduğu yerden kaybolup David'in dibinde bitiverdi ve onu yakasından tutup arkasındaki ağaca doğru bastıdı. Dişlerinin arasından tıslar gibi " Adını ağzına alma." diye bağırdı ama David aksine gülümsüyordu."

" Hatırlıyorsun demek.. Ne olduğunu da hatırlıyorsundur. Bizi bir kız için bıraktığında ikisini de öldürdüğümüzü."

" Aynısını bana ya da ona yapamayacaksın."

" Benim yapmama gerek yok. Bunu benim için yapabilecek bir sürü insan var sadece sen değilsin biliyorsun değil mi?"

" Ona dokunmayacaksın bu kadar!"

" Bunun ne anlama geldiğini biliyorsun değil mi?"

" Evet."

" Yakında bir savaş olacak. Ve sen artık seçtiğin tarafta yenilmeye mahkumsun."

" Ben senin gibi olmayacağım David. Geçmişte yaşadıkların yüzünden ona zarar vermene izin vermeyeceğim."

David bir anda Aaron'un elleri arasından kum taneleri gibi kayıp gitti ve birkaç metre ötesinde yeniden ortaya çıktı. O kadar yakınımdaydı ki en ufak hareketimde beni fark edebilirdi ve az önce konuştuklarından anladığım kadarıyla beni öldürmek konusunda tereddüt bile etmezdi. David ona son kere baktıktan sonra birşeyler söyleyecekmiş gibi ağzını açtı ama sonra hiçbir şey söylemeden kaybolup gitti.

ATEŞLE OYNAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin