Aaron olduğu yerde durmayı sürdürdüğünde ayağa kalktım. Beni görmesini sağlamalıydım çünkü eğer onunla konuşmazsam meraktan ölürdüm. Bu yüzden elime birkaç kitap alıp şiir bölümünün en sonlarına doğru yürüdüm. Onları dinlemiş olduğumu düşünmesini istemiyordum. Elimdeki kitapları gürültü çıkaracak şekilde yere attım. Yerdeki kitapları toplarken üzerime bir gölgenin düştüğünü fark ettim ve Bingo!
Başımı kaldırdığımda gülümseyerek bana bakıyordu. Kitapları önümdeki rafta boş olan bir yere tıkıştırdıktan sonra sanki onu daha yeni görüyormuş gibi '' Aaron..'' dedim. Gülümseyerek beni süzerken '' Adena..'' dedi. Gözlerinin içine bakarken konuştum.
'' Burda ne işin var?''
'' Sadece kitaplara bakıyorum.''
'' Şiir kitaplarına mı?''
'' Evet.''
'' Sen ve şiir.. İlginç bir kombinasyon.''
'' Neden? Şiir okuyan birine benzemiyor muyum?''
'' Doğrusunu istersen hayır benzemiyorsun.''
'' Aynı edebiyat sınıfındayız. Kitapları sevdiğimi biliyor olman lazım.''
'' Kitaplar belki. Otomatik Portakal gibi kitapları sevebilirsin. Belki de karakterlerle kendini özdeşleştirdiğin için ama şiir kitapları..''
'' Kimse göründüğü gibi değildir. Bana baktığında kollarımdan alev çıkacağınıda anladığını sanmıyorum.''
'' Bu kısmı doğru.''
'' Merak ediyorsan diye söylüyorum... Şiirleri severim.''
'' Bahse varım ezberinde , okuyabileceğin bir şiir bile yoktur.''
Gözlerimin içine bakarken beni haksız çıkartarak çok güzel bir şiir okudu.
'' Yan yana yürümeyelim diye dar yapılmıştı kaldırımlar
Ve yine yan yana yürümeyelim diye dar kafalıydı insanlar.
Ve sırf dardı diye kafalar ,
Düşünmeyi bırakıp sevmeyi denedik.
Sarılmak yakar bizi deyip, aşkı hep uzaktan sevdik.''
Elini yüzüme doğru uzattığında temasından kaçınmak için kitaplara döndüm. Tüm şiiri gözlerimin içine bakarak okumasından dolayı tenimi alev almıştı zaten ve şimdi bir de temasına katlanamazdım. Kitaplara bakarken konuyu dağıtmak için '' Çok güzelmiş. Kimin bu?'' diye sordum.
'' Charles Bukowski.''
'' Daha önce hiç duymamıştım.''
'' Artık biliyorsun.''
'' Evet gerçekten güzelmiş.''
'' Senin burda ne işin var?''
Kitaplara bakıp gülümsedim.
'' Bir süreliğine normale dönmek istedim. ''
'' Normalliğin , yani insan sevgisi ve sağduyu maskesinin altında , insanlık ve sorumlu davranıştan yoksun delilik vardır.''
'' Bu da mı Charles Bukowski'den ? ''
Gülümserken başını hayır anlamında salladı ve ''Arno Gruen'in 'Normalin Deliliği' adlı kitabın yazarı.''
'' Hayır. Hiç duymadım.''
'' Çok tanınmaz zaten. Okuyacak kitap bulamıyorsan okuyabilirsin.''
'' Teşekkür ederim. Yarın okula gelecek misin?''
Bir elini destek almak için yanındaki rafa dayarken bana doğru eğildi ve gözlerimin içine bakarken '' Gelmemi mi istiyorsun?'' diye sordu. Gözlerimi kısıp sinirle ona bakarken elini ittim. Bir an için dengesini kaybetti ama daha sonra toparlanarak '' Yarın görüşürüz.'' dedi. İnanamayarak ona bakarken '' Gerçekten gelecek misin?''diye sordum.
'' Teslim etmemiz gereken bir edebiyat ödevi var.''
'' Lanet olsun! Ben onu unuttum.''
'' Şimdi hatırladığına göre umarım yaparsın ve altına adımı yazmayı unutma.''
'' Neden böyle birşey yapacakmışım?''
'' Çünkü bana borçlusun. Önceki ödevin altına ismini yazdığımı unuttun mu yoksa?''
'' Nasıl unuturum sürekli başıma kakıyorsun.''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞLE OYNAMA
Novela Juvenil- Sen beni mi izliyordun? - Hemde tahmin edebileceğinden çok daha uzun zamandır. Birden ortadan kayboldu. Etrafıma bakındım. Hayır yoktu. Gittiğini umdum ama birden sağımda belirdi. Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı. Nefesi kulağımı gıdıklıyordu. - S...