Ellerim acımaya başlamıştı. İkisinin de bağırma seslerini ve yere düşen ya da etrafa çarpan bedenlerinin seslerini duyabiliyordum. Artık gücümün son noktasına geldiğim sırada daha büyük bir hareketlilik oldu. Bazı tahtaların kırıldığını duydum ve bir anda bir beden üzerimden geçti. Aşağıya doğru düştü ve sert taş zemine çarpınca korkunç bir ses çıktı. Karanlıkta aşağıya baktım ama göremiyordum. " Aaron!" diye bağırmamın ardından bir el beni yukarıya çekti. Refleks olarak onu ittim ve köşeye geçtim.
" Adena.. Benim , burdayım."
" Ben.. Sen olduğunu bilemem bana yaklaşma."
Bana doğru yaklaşırken kollarımı ona doğru kaldırdım. Sağ kolunu sıyırıp bana doğru uzattığında bileğine kazıdığı küçük kalbi gördüm. Kolunu tutup kendime çekerek ona sıkıca sarıldım. Kanımda dolaşan adrenalin yüzünden ağlamaya başladım. Derin bir nefes alıp ona daha sıkı sarılırken " Bir daha bana söylemeden asla bir yere gitmiyorsun." dedi.
" Üzgünüm.. Ben gerçekten.."
" Biliyorum. Anneni istiyordun."
" Hepsi Taylor'muş. Annem gerçekten ölmüş."
" Üzgünüm."
" Üzülme. Zaten kaybettiğin birini bir daha kaybedemezsin."
" Eğer zamanında yetişmeseydim.. Ah tanrım Adena! Bir daha bana söylemeden tuvalete bile gitmeyeceksin. Hatta nefes bile almayacaksın."
" Sen.. nasıl anladın?"
Kendini geri çekip dikkatilce suratıma bakarken " Baban mesaj bıraktı ve o mesaj bitince öncesinde bırakılan mesajda açıldı. Odanda yoktun." dedi. Aynı anda ellerini tüm bedenimde gezdiriyordu. İyi olup olmadığımı anlamak için yaptığı bu hareket kendimi daha da güvende hissetmemi sağladı. Uzanıp onu öptükten sonra " Babam mesaj mı bırakmış?" diye sordum.
" Evet. Geç kalacaklarını söylemiş."
"Neden?"
" James'in karnı acıkmış."
Gülümsedim. Belki annem hayatta olmayabilirdi ama bir kardeşim vardı. İnsanın kardeşinin olması güzel bir histi. Beraber merdivenlerden aşağıya indik. Taylor'ı görmek istemiyordum. Beynim , bir ceset görüntüsünü daha kaldıracak kadar güçlü değildi. Dışarı çıktığımızda bir taksi bulana kadar yürüdük. Aaron sesi gecenin sessizliğini bozarken " Her şey bittiği için mutluyum." dedi. Ona baktım. Benden daha rahat görünüyordu.
Bende mutluydum tabi. Artık ona dönüşmüş etrafta dolaşan bir manyak için endişelenmeyecektim. Kafam tamamen bombuştu ama her şey bitmemişti. Bu işin burda bitmesine izin veremezdim. Tüm bunların arkasında olan asıl kişi nefes aldığı sürece hiçbir şey bitmeyecekti. Derin bir nefes daha alırken " Hiçbir şey bitmedi." dedim.
" Bu da ne demek?"
" Babamlar geri döndüğünde hazır olmamız lazım."
" Evet. Duyduklarında delirecekler."
" Onun için değil.
" Ne için?"
" İrina'yı görmem gerekiyor. Geri dönmeliyiz. David , Taylor'un öldüğünü çok kısa bir zamanda öğrenecek. Nerde olduğumuzu biliyorlar."
Karşımıza geçen bir taksiyi durdurup bindik. Eve gidene kadar pek konuşmadık ama benim kafamın içindeki sesler susmak bilmedi. Her tarafım ağrılar ve acılarla kuşatılmıştı. Ruhum sancıyordu. Ağlamak istiyordum ama artık akıtacak göz yaşım kalmamış gibiydi. Kimseye güvenemiyordum. Arkadaş sandıklarım düşmanım çıkıyordu.. David 'in benimle bağlantılı olan herhangi birine bu kadar kolay ulaşabilmesi ve manipüle edebilmesi kanımı donduruyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞLE OYNAMA
Fiksi Remaja- Sen beni mi izliyordun? - Hemde tahmin edebileceğinden çok daha uzun zamandır. Birden ortadan kayboldu. Etrafıma bakındım. Hayır yoktu. Gittiğini umdum ama birden sağımda belirdi. Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı. Nefesi kulağımı gıdıklıyordu. - S...