Ne zaman duysam rahatladığım ve tonuna aşık olduğum ses koridorda yankılandı. Aaron'un zamanlaması mükemmeldi. Beni tutup adamın kollarından çekerken sinirle ona dönüp " Sana o kolunu sikerim demedim mi ben?!" diye bağırdı. Gülümseyerek Aaron'a dönerken " Zamanlamandan nefret ediyorum. Hep bir şeyleri bölüyorsun." dedi.
Aaron , Chris'in yakasına yapıştı ve onu sanki bir tüy kadar hafifmişcesine havaya kaldırırken " Sen kim olduğunu sanıyorsun?!" diye bağırdı. Birazdan alacağı cevaptan hiç hoşlanmayacaktı. Bir anda ellerini çekince Chris yere düştü. Yerden kalkıp gömleğinin yakasını ukala bir şekilde düzeltirken " Adım Chris Gilbertson. Bu okulun sahibiyim." dedi.
Aaron'un kısık sesle küfrettiğini duyabiliyordum. Ben de içimden çok daha fazlasını söylüyordum ama tabi onun okulun sahibi olması Aaron'un geri çekilmesi için bir sebep değildi. Olduğu yerden kımıldamadı hatta gözünü bile kırpmadı. Chris ona meydan okurcasına " Ayağını denk alsan iyi edersin." dediğinde Aaron ona biraz daha yaklaştı. Ondan daha uzun ve yapılı oluşu Chris'i biraz ürkütmüştü. Aaron gülümseyerek " Aynı şey senin içinde geçerli. Adena'dan uzak dur. Bizde sorun çıkarmayalım. Zaten fazla kalmayacağız."
" Bu da ne demek?"
" Şu demek , değerli okulunu alıp kıçına sokabilirsin. Burda çok işimiz yok."
" Laflarına dikkat et!"
Burda fazla işimizin olmadığını duyduğu andaki siniri görülmeye değerdi. Aaron geri dönüp beni kolumdan tutarak çekti ve bahçeye çıkardı. Okulun daha arka taraflarında kalan ağaçlık bölgede kamufle olmuş bir bankın oraya gittik. Ben banka otururken o hala içindeki öfkeyi atamamış bir şekilde dolanıyordu. İki kere ağacı yumruklamasını izledikten sonra sesimi çıkarmamanın iyi olacağına karar verdim. Sinirini attıktan sonra yanıma otururken " Bu nasıl olabilir? Bu herifin burda ne işi var!" diye bağırdı. Bu soruyu bende bugün birçok kez kendime sormuştum.
" Bende ona bayılmıyorum."
" James'le bugün ilk iletişime geçiyoruz."
" Ne?"
" Programa göre bunu 2 hafta bekleyip öyle yapmalıymışız ama bekleyemem. 2 hafta boyunca her köşeden çıkıp her fırsatı değerlendireceğini bilerek oturamam."
" Emin misin?"
" Evet. Ve ayrıca İrina senin onunla konuşmanı istiyor. Bu ilk görevin olduğu için."
" Genelde bu işleri Eric yapmaz mı?"
" Evet ama o da senin yapmanın iyi olacacağını düşünüyor."
" Onlar nerde?"
" Evlerine yerleşiyorlar."
" Nerde kalıyorlar?"
"Bizim evimize yakın. İşeri bitince okula gelecekler."
" Önce onlara söylemeliyiz."
" Ben hallederim. Sen git ve James'i bul."
Ayağa kalkıp okula doğru yürümeye başladı. Verilen bu emir karşısında şaşırmıştım. James'i bul. Evet talimatlar açık ve netti ama ufak bir problem vardı. Ayağa kalkarken " James'in kim olduğunu ya da neye benzediğini nerden bileceğim?" diye sordum. Gülümseyerek bana dönerken " Benden daha az yakışıklı daha kısa ve sana daha az yakışan biri." dedi. Espri yapabilecek kadar rahatlamasına sevinmiştim.
" Yani bu okuldaki diğer herkes gibi."
Sırıtarak yanıma geldi ve bir elini belime sararak beni kendine yaklaştırdı. Alev alev yanan gözlerle bana bakarken uyarıcı bir ses tonuyla " Adena Marr. Eğer bu okuldaki herhangi bir erkek sana yaklaşmaya çalışırsa tanrı şahidim olsun ki bu okulu yakarım. " dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞLE OYNAMA
Ficção Adolescente- Sen beni mi izliyordun? - Hemde tahmin edebileceğinden çok daha uzun zamandır. Birden ortadan kayboldu. Etrafıma bakındım. Hayır yoktu. Gittiğini umdum ama birden sağımda belirdi. Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı. Nefesi kulağımı gıdıklıyordu. - S...