ATEŞLE OYNAMA

Özel Ders

İki ilaç ve üç bitki çayı sonrasında anca uyuyabilmiştim. Ama yine de kabuslarımdan kurtulamayıp korkudan uyandığım zamanlarda olmuştu. Umarım babamın ve Sally'nin işi bir an önce biterdi çünkü buna daha ne kadar katlanabilirdim bilemiyorum.

Bugün hiçbir dersimde tek başıma olmayacaktım. İlk dersim Eric'leydi. Sonra biyolojide Harry vardı. Matematik'te Stephan , geometride buz küpümüz Aqua ve edebiyatta da ... Aaron. Bugün zor bir gün olacaktı.

Eric ilk derse gelmedi. Dün onlar bana mesaj attığı için bende nazik olmak adına ona mesaj attım ama anca matematik dersinde geri mesaj attı. Hasta olduğunu ve gelemediğini yazmıştı. Matematik dersinde Stephan gülümseyerek yanıma geldi ve '' Cumartesi günü bir ders daha yapabilir miyiz? Yani sana uygunsa.'' diye sordu. Şu anda beni evden uzak tutacak herşeye evet diyebilirdim. Özellikle de bir cumartesi gecesini evde tek başıma oturarak ve korkudan ölerek geçirmek istemiyordum o yüzden kabul ettim.

'' Yalnız cumartesi günleri kütüphane erken kapanıyor. Saat 17.00 da''

'' Tamam. Bizde 16 da yaparız ya da 15'de.''

'' Antremanım var. Başka bir yerde yapsak olur mu?''

'' Tamam benim evime gelebilirsin. Numaranı ver ben sana mesaj atarım.''

Gerçekten onu evime davet ettiğime inanamıyordum. Nasılsa bu son dersti. Ama korku insana tuhaf şeyler yaptırıyordu. Böylece o bana numarasını verdi ve cumartesi günü saat 18.00 da benim evimde ders çalışmak üzere anlaştık.

Geometri dersinde de herşey normal gitmişti. Bu sefer Aqua'nın yanına bile yaklaşmamıştım. Ama birkaç kere göz göze gelmiştik. Bu kız nasıl bu kadar güzel olabiliyordu? Ve asıl günün en zor geçeceğini bildiğim dersi son ders olan edebiyattı. Sınıfa önceden gidip sırama oturdum ve Aaron'da çok geçmeden yanıma geldi.

'' Evet.. Teşekkürünü bekliyorum.''

'' Ne için?''

'' Dün akşam için.''

'' Ah evet. Beni evime bıraktığın için teşekkür ederim.''

'' Ve?''

'' Başka ne için teşekkür etmem gerekiyor.''

'' Garajındaki arabayı fark etmedin sanırım. Anahtarı arabamda unutmuşsun ve bende seni bıraktıktan sonra gidip getirdim.''

'' Ben sabah garaja bakmadım ama saol.''

'' Önemli değil. Hem ayrıca şu yarım bıraktığımız filmi izlesek artık diyorum.''

'' Hangi filmi?''

'' Hani şu uyuya kaldığın filmi. Otomatik Portakal.''

'' Bildiğin gibi dersimiz edebiyat. O yüzden o kitabı okumalıyız. Filmini izlememize gerek yok.''

'' Biliyorum. Bitmek üzere zaten. Ama bence bizim açımızdan iyi olabilir. Cumartesi gününe ne dersin. Saat 17 ya da 18 gibi?''

'' Cumartesi günü Stephan'la dersimiz var.''

'' İyi de cumartesi günleri kütüphane 17.00 da kapanıyor..''

Bir an için durup düşündü ve sonra gözleri irileşirken bana bakıp '' Lütfen bana o çocuğu evine çağırdığını söyleme.'' dedi. Omuz silkerken '' Evet çağırdım.'' dedim.

'' Adena gerçekten sırf benim inadıma yaptığını düşünüyorum.''

'' Sen izin bile istemeden davet edilmediğin bir eve girebiliyorsan benim çağırdığım biri neden gelemesin?''