Bahar Uykusu başlıyor...
Şimdi upuzun bir kumsal, minik bir kasaba ve kasabaya tepeden bakan zeytin bahçeleri hayal edin. Bir de bu bahçelerin sahibi iki köklü aile...
Bu sadece başlangıç elbette.
Gerçek hikaye henüz beş yaşındayken kasabaya gelen Cemre ile başlıyor. O kasabanın köklü ailelerden birinin torunu... Yangında kaybettiği ailesinin ardından hayata diklenen, asi, inatçı bir keçi o.
Bir uyurgezer.
Ruhu kontrol edemediği bir lanetle mühürlendiği halde ışıl ışıl parlıyor turuncu saçlarıyla. Ardından katil diye bağıranlara kafa tutarca köklerini salıyor bu topraklara.
Büyüyor, büyüdükçe daha da çok kanıyor yaraları. Aldırmıyor.
Cemre bu şekilde yaşar gider aslında ya, yıllar sonra ölüm Toprak'ı evine geri getiriyor.
O, komşu zeytinliğin varislerinden biri. Evden uzaklara uçmak zorunda kalan yalnız bir savaşçı... Kendi yaraları, geçmişten taşıdığı yükleri var.
İşte böyle karşılaşıveriyor iki dertli ruh. Birbirlerine dokunmamak için köşe bucak kaçsalar da kader izin vermiyor ayrı durmalarına. Cemre'nin hayatını bitiren alevler, bu kez onu Toprak'ın kollarına bırakıveriyor.
Peki ondan sonra ne mi oluyor?
Lise yılları, arkadaşlar, platonik aşklar ve aşktan kaçan yaralı ruhlar... Hepsi bu hikayede birbirini buluyor, Ege'nin zeytin kokan havası denizin tuzlu aromasına eşlik ediyor.
Umarım gülmeye, hüzünlenmeye, yeniden aşık olmaya ve küçücük bir kasabaya sıkışmış onlarca duyguyu karakterlerle birlikte yaşamaya hazırsınızdır :)
Aralarda kendi çizimlerimi koyacağım. İlk olarak Cemre ve Toprak'ı aşağıda görebilirsiniz :)
Hikayenin diğer çizimlerini takip etmek isterseniz kitabın Instagram hesabı @bahar_uykusu
Beni daha iyi tanımak isterseniz diye bu da kişisel hesabım @ezgicaglar
Pek keyifli, çilek tadında okumaklar :)
Ezgi <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAHAR UYKUSU
RomanceDaha beş yaşındayken uykusunda evini yakan bir kız. Bir uyurgezer. Beş yıl sonra eve dönen genç bir adam. Ege. Zeytin bahçeleri. Lise hayatı. AŞK. AŞK. AŞK. Arkadaşlar. Dostlar. Düşmanlar. Büyük bir sır. Korkunç bir entrika. Kırılan kalpler ve kırı...