BÖLÜM 53

462 22 12
                                    

Benim güzel okuyucularım nasılsınız?
Umarım iyisinizdir.
Satır arası yorumlarınızı bekliyorum. Kocaman öpüldünüz 🖤

Ellerim göğsümdeki kolyeyi sıkı sıkı kavradı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ellerim göğsümdeki kolyeyi sıkı sıkı kavradı. Çoğu zaman farkında olmadan yaptığım bu hareket şu anda bana kim olduğumu hatırlatıyordu. Neden hayatta olduğumu.

Halide Teyzeden kalan bu kolyenin aslında basit bir kolye olmadığını öğrenmiştim. Ölüm günümde öğrendiğim bu gerçekle ne yapacağımı bilememiştim.

Ölüm günüm... O gün benim kabusum olmuştu. Yapılan anlaşma beni derin bir bilinmezliğe sürüklemişti. Karmakarışık hissettirmişti. Aradan geçen yıllar çektiğim acıyı, özlemi bir türlü dindirmemişti. Kendimi okuluma adamıştım.

Üniversite okumak, bir amacım olmasını sağlamıştı. Mimar olmak istemiştim. Bir şeyleri tasarlamak, yeniden yapılandırmak. Hayatım için gerçekleştiremediklerimi mesleğim doğrultusunda başarmak istemiştim belki de.

Mezuniyet gecemde ise beni bir sürpriz karşılamıştı. Arat yaşadığımı öğrenmişti. Arat beni bulmuştu.

Doğum günümde oraya gitmekle hata yapmıştım. Hijo De Luna'da benim için verdiği doğum günü partimi uzaktan da olsa görmek istemiştim. Öldüğümü bildiği halde böyle bir şeye kalkışması beni çok şaşırtmıştı. Ölen biri için doğum günü yapmak. Tam olarak onun yapacağı türdendi.

Uzak bir köşede onları izlemiştim bir süre. İltay'ı, Saye'yi ve Arat'ı. Hepsinin gözlerindeki hüzün canımı yakmıştı. Ama en çok Arat'ın bakışları... Arat'ın gözlerinde gördüklerim beni çok şaşırtmıştı. Bakışları donuklaşmıştı. Yüzü perişan haldeydi. Her zaman dik duran omuzları çökmüştü. Arat benim yüzümden mi böyle olmuştu? Neden sevmediği biri için bu hale gelirdi ki biri? Başka bir şey olmuş olmalıydı. Benim ölümüm Arat'ta bu kadar derin bir yara açamazdı.

Kalbim sızlamıştı ona bakarken. İçimde kopan fırtınalara tezat sakinliğimi korumuştum. Ona olan özlemim öyle yoğundu ki boynuna atlayıp kokusunu tekrar solumak istemiştim.

Kendimi tuttuğum sancılı dakikalarda Arat'ı sahnede görmek ben de ikinci bir şok dalgası yaratmıştı. Benim için şarkı söylemişti. Şarkının sözleri ruhuma işlemişti. Öyle hüzünlü öyle içten söylemişti ki. Sanki yuttuğu her kelimeyi o şarkı sayesinde dile getirmişti.

Gözyaşlarımı içime akıtmıştım o gece. Ağlamamıştım. Onun gibi... Arat hiç ağlamamış mıydı? Beni dinlemiş miydi? Merak ediyordum. Gözlerindeki doluluk bana bunu hissettirmişti. Son günlerimizde döktüğü gözyaşlar hala canımı yakıyordu. O günden sonra ben çok ağlamıştım. Belki de ikimizin yerine de ağlamıştım.

Seneler geçmesine rağmen geceleri yalnızlığıma sığınıp gözyaşlarımla boğuyordum kalbimi. Geçmiyordu. Ne acım diniyordu ne gözyaşım.

GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin