BÖLÜM 5

1.3K 56 7
                                    


Gelecek bölümde Arat'ın gerçek kimliğinin ayrıntıları olacak.
Keyifli okumalar 🤗

Hiçbir zaman kimsenin ilk tercihi olmadım. Aslında ben kimsenin ikinci tercihi bile olmadım. Kimse tarafından istenmeyen yalnız bir kız oldum.

'Nedendi bu halim? Ben ne zaman mutlu olacağım? Ben ne zaman tam anlamıyla yaşadığımı hissedeceğim? Can çekişen bu ruhum ne zaman huzura kavuşacak?'
Kendi iç hesaplaşmamdaki can alıcı sorularımdı asla cevabı olmayan.

Ömrümü yoluna serdiğim adam dahi beni sevmezken...

''Gece''

''Efendim?''

''Gitti..'' Biliyorum.

Ruhum inzivaya çekilmişti gidişiyle. Canım acıyordu. Canım bile bana acıyordu. Onsuzluk zormuş. Gideli iki hafta olmuştu. Bu iki hafta boyunca İltay benimle ilgilenmişti.

Pek bir şey yaptığım yoktu sahi. Ölüm provamı yapıyordum adeta. Yaşamıyordum. Nefes almıyordum. Kendime yer edindiğim pencere kenarında bütün gün oturup kendimi adadığım adamın dönüşünü bekliyordum.  Son üç ayımı adadığım güzel adam kendini benden iki haftadır sakınıyordu. Hasretiyle kor olan gönlüm onsuzluğa daha ne kadar katlanacaktı? Küçük Gece o kadar kırgın ve acı doluydu ki... Kendini tamamen soyutlamıştı. Sanırım o da kendini yavaş yavaş öldürüyordu.

Adım seslerinden sonra sağ tarafımdaki koltuğa oturan bedene değmemişti gözlerim. İltay onun yokluğunu kabullenmem gerektiğini söylüyordu her seferinde. 

''Gece, buna ne zaman bir son vereceksin?'' Benim suskunluğuma karşı derin bir nefes alıp devam etti. Ben hala camdan dışarıyı izliyordum tüm tepkisizliğimle. ''Yemek yemiyorsun. Konuşmuyorsun. Yaşamsal faaliyetler göstermiyorsun. Zorunda kalmasan nefes bile almayacaksın sanki. Dönmüyor işte. Ne zaman döneceği de belli değil kendine işkence etmekten vazgeç!''

Haklıydı. Son iki haftadır yaptığı gibi doğruları söylüyordu ama elimden bir şey gelmiyordu. Arat... tek yaşam kaynağımda yokken nasıl yaşayabilirdim ki? Benim acılarımı kendi gözyaşlarıyla içine akıtan bir adamdan nasıl vazgeçebilirdim?

Ölüm günümde dahi dönecek olsa onu o zamana kadar bekleyecektim. Vakit geldiğinde ölmüş olan ruhumu azat edecek nefesimi kesecektim. Lakin o güne kadar bana nefes olan ölüm meleğimi bekleyecektim.

***

Üstümdeki ince hırkama biraz daha sarılıp uçurumun kenarında oturup denizi seyrekoyuldum.

Yalnızlığa alışkındım ama bu kez yalnız kalmak istemiyordum. Arat'ı gördüğümden beri yalnız kalmak istemiyordum ki ben. Onu istiyordum. Ruhumun acı çığlıkları eşliğinde onu istiyor. Ruhumun huzura kavuşmasını diliyordum. İlahi güzellikteki ölüm meleğim. Bana bir yaşam sunarken beni aynı zamanda ölüme sürükleyen tek kişiydi...

Elime düşen damlayla irkilmeme engel olamamıştım. Parmaklarım bilinçsizce yüzüme gittiğinde ağladığımın daha yeni farkına varıyordum. Hissizleşmiştim sanırım.  Gözyaşlarımı yavaşça sildim ama yerini yenileri hızla almaya devam ediyordu.

Kendimi geriye atıp uzandım. Gözüme ilk dolunay çarpmıştı daha sonra ise gecenin karanlığına karışmış yıldızların parıltısı tüm güzelliğiyle karşımdaydılar işte. Elimi uzattım adeta yıldzlara dokunacakmışçasına. Aynı anda gözlerimi de kapattım ve bir yıldızın kaydığını farz edip dilek diledim. Dileğim dudaklarımdan fısıltı eşliğinde döküldüğünde elimi kavrayan elle gözlerimi hızla açtım. Elimi yavaşça indirip yanıma uzandığında, ben bu anın gerçek olup olmadığını sorguluyordum.

GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin