1K olmuşuz :) Şimdiye kadar yanımda olup, beğenen ve güzel yorumlarıyla bana destek olan okuyucularıma çok teşekkür ederim. Sizi seviyorum :D
Her nefeste acıyordu tüm varlığım...
Acıya alışkın olduğumu söyleyerek kendimi inandırdığım bu yalanın içinde boğuluyordum günden güne. Bunu biliyordum ama acınası varlığımın elinden hiçbir şey gelmiyordu.Çok zordu... Ama diyemezdim. Kimseye hiçbir şey anlatamazdım. Acıyla harmanlanmış kanım, geçmişimden gelen bir lanet miydi yoksa?
Karşımda gördüğüm kız. Arya...
Benim önüme çıkan engellerden biri miydi? Öyle olmalıydı çünkü benim şu hayatta tek sahip olduğum kişinin yanında duruyordu.Karşımda oturmuş benim bakmaya doyamadığım ama aynı zamanda kıyamadığım adama gözlerini dikmeyi kendine hak görüyordu.
Gözlerinden okunan fesatlığı bana nispet yaparmışcasına benim Ölüm Meleğime bakıyordu.
Sakin kalmak istiyordum. Ama her sakinleşmek istediğimde duyduklarım ve gördüklerim beni çıkmaza sürüklüyordu.'Bakma ona...'Diyerek haykırmak istiyordum.
"Gece'cim evime hoşgeldin." Yüzündeki imalı gülümseme ve bastırarak evim deyişi beni çileden çıkartıyordu.
Onun evinde olmak beni çok ama çok rahatsız ediyordu. Arat'ın bu kızla nasıl bir ilişkisi vardı da beni evine getirebiliyordu? Arat, anlamıyor muydu bakışlarımdan bu kıza karşı nasıl bir hoşnutsuzluk içinde olduğumu. Artık Ay'ın Oğluna karşı da mı maskelerim oluşuyordu?
Arya'nın bana karşı olan tavrına misilleme yapıp benimle uğraşmaması gerektiğini ve en önemlisi Ay'ın Oğlu'nu benden koparamayacağını ona göstermeliydim.
Aynı şekilde gülümseyip "Evinden önce Araf'a hoşgeldim." Yüzündeki gülümseme biraz bozulur gibi olsa da kendini toparlamıştı. Fark edemeyeceğimi sanıyor olmalıydı. Ama beni çok hafife aldığı kesindi. Ben bile kendi gücümden emin değildim ama içimde pusuya yatmış bir güç olduğunu biliyordum. Sadece zamanını bekliyordu...
"Gece'ye senin kıyafetlerinden vermiştim." Kaşlarım anında çatılırken dişlerimi sıktım. O kızın kıyafetlerini bile bana verebiliyordu öyle mi? "Neden giymedin?"
Arat... Bunu bana yapmamalısın!
''Ben böyle iyiyim.'' Dediğimde sesimde elle tutulur bir umursamazlık vardı.
''Gece, çekinmene gerek yok. Giyebilirsin.'' Zehirli dilini tekrar devreye sokan Arya'ya dönüp bakmadan ayağa kalkıp.
''Ben geri dönmek istiyorum.'' Dediğimde Arat başını olumsuz anlamda sallayıp ''Şu anda Araf'tan çıkmamalısın Gece.'' Dedi.
''Çıkabilirim Arat. Kendi başımın çaresine bakmayı çok uzun yıllar önce öğrendim.''
Bir anda aklıma amcam gelmişti. Tüm olanları rüya sandığımdan amcamın öyle biri olmadığını düşünüyordum ama her şey gerçekti ve amcam beni çıkarı uğruna kullanan biriydi. Kaşlarım çatılırken düşünceler oluk oluk akıyordu zihnime.
Amcamın nasıl biri olduğunu bilirken nasıl gidecektim o eve. Peki ya şimdiye kadar amcamı durduran neydi? Beni bir malmışım gibi kenara atacak adamı ne durdurmuştu?
Arat'a sormak istediğim çok fazla soru vardı ama o kız buradayken konuşmak istemiyordum. Cevaplarımın tek anahtarı Arat olmamalıydı. Beni korumak için her şeyi anlatmayacağının farkındaydım. Arya denen kıza baktığımda bana yalan söyleme olasılığı çok yüksekti ve onunla konuşmak istemediğim de çok netti.
''Gece. Bu gece burada kalman gerekiyor.'' Ay'ın Oğlu'na bakıp hiçbir şey söylemedim. Beni anlamasını istiyordum ama...
Arat'ın telefonu çaldığında açıp dinledikten sonra kapatıp ceketini aldı. Gidiyor muydu?
''Benim gitmem gerekiyor. Bu gece burada kal. Gelip seni alacağım.'' Dediğinde hiçbir şey söylemedim yine.
Susup gözlerine baktım ve sessizce koltuğa geri oturdum. Arat, derin bir nefes alıp ''Ona dikkat et.'' Diyerek Arya'yı uyarıp çıktı.
Arya'nın gözlerini üstümde hissetsem bile dönüp ona bakmadım. Küçük Gece çoktan plan yapmaya başlamıştı. Sadece göğün biraz daha karanlığa gömülmesi gerekiyordu.
***
Odada volta atarken Arya'nın uyuduğundan emin olmak istiyordum. Burada kalamazdım o yüzden gidecektim. Odanın kapısını yavaşça açıp etrafa göz gezdirdim. Yavaş ve sessiz adımlarla dış kapıya ulaşıp kapıyı açtım. Ardından aynı yavaşlıkla çıkıp kapıyı kapattım. Kendimi hızla dışarı atıp yürümeye başladım. Issız sokaklarda adımlarım aceleciydi. Ne tarafa gitmem gerektiğini bilmiyordum. Sadece iç güdülerimle hareket ediyordum.
Aklımda yine sadece Ay'ın Oğlu vardı. Bu bitmek tükenmek bilmeyen aşkımla nasıl başa çıkacaktım?
Bir damla usulca yüzüme geldiğinde duraksadım. Yağmur yağmaya başlamıştı. Yağmur ılık bir rüzgar eşliğinde yağıyordu. Kaldırıma oturup bakışlarımı gökyüzüne çevirdim. Gözlerimi kapatıp yağmuru hissetmeye çalıştım. Hissizliğim günden güne artıyordu. Gözlerimi açıp karanlık göğü aydınlatan Ay'a bakmaya başladım.
''Siz Ay Kadın... siz benim aşık olduğum adamın annesisiniz öyle değil mi? Ona her baktığımda kalbim sıkışıyor, nefesim daralıyor ama aynı zamanda bana nefes oluyor. Gözlerim sürekli onu arıyor. Gözlerim sadece onu görmek istiyor. Bazen bir ömür boyu ona bakmak istiyorum bazen de bakmaya kıyamıyorum.'' Burnumu çekip devam ettim. Yağmur damlalarına karışan gözyaşlarımın eşliğinde.
''Sizin oğlunuzu sevmek benim için intihar. Ama sevmemek de elimde değil. Ben onunla birlikte hayat bulmuşken, ona olan aşkımın intiharım olması çok acımasızca değil mi? '' Başımı eğip dizlerime kapattım. Artık hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Dayanmak, bu aşkla başa çıkmak günden güne daha da zorlaşıyordu.
Gece, göğün karanlığının altında ağlayıp acısını dile getirirken Ay Kadının ona kulak verdiğinden habersizdi. Ay Kadın, Gece'yi izliyordu sessizce. Oğluna olan aşkını görebiliyordu. Aşkı çok saftı, çok temizdi... Ay Kadın üzülmeden edemedi. Ama oğlunu korumak için her şeyi yapacağından Gece'yi de ezip geçmekten çekinmezdi.
Gece'nin hıçkırıkları daha da artıyordu. Ay Kadın, bu temiz aşk karşısında bir istisna yapmaya karar verdi.
Oğluna seslendi. Arat'ına...
''Gece, burada oğlum. Gelip onu al.''
Beğenmeyi unutmayalım :)
![](https://img.wattpad.com/cover/40267733-288-k825548.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE
Fantasy"Neden?" Sakin kalmaya çalışıyordu ama bana her an bağıracakmış gibi duruyordu. Seni bu derece sinirlendiren ben miyim Ay'ın Oğlu? "Sevmiyorum." Sana gerçeği söyleyemezdim. Seni o kızdan deli gibi kıskanıyorum diyemezdim. O kız bakışlarıyla bana mey...