BÖLÜM 30

659 40 9
                                    

Multimedia: Şato
Uzun bir bölüm oldu. Keyifli okumalar 🖤
Karanlık göğün altında, sessizliğin sağır edici çığlığında sadece nefes alış-verişimiz duyuluyordu.

Arkamda duran halkıma göz gezdirdim. Gözlerinde korkunun o keskin soğukluğundan zerre kadar yoktu. Hepsi hırsın ateşiyle yanıp tutuşuyordu. Ben ise endişeliydim. Ay Kadın'ın sözleri beni ikileme düşürmüştü.

'Bu gece çok kan dökülecek.' Kulağımda çınlayıp duran bu sesten kurtulamıyordum bir türlü. Bana güvenen, bana inanan, benimle bu amaç uğruna savaşacak olan halkıma bir şey olma düşüncesi beni geri adım atmaya zorluyordu.

İşaretimle yüzlerine maskelerini geçirip silahlarını kontrol ettiler. Ama bu gece geri dönemez, vazgeçemezdim. Bana olan güvenlerini sarsıp onları hayalkırıklığına uğratamazdım.

Bars hemen yanımda durup vereceğim komutu bekliyordu. Ağaçların ardından birazdan içeriye gireceğimiz şatoya baktım. Doğduğum topraklarda, doğduğum yere...

''Herkes ne yapması gerektiğini biliyor. Harekete geçin.'' Üç gruba ayrılarak ilerleyecekleri sırada ''Çok dikkatli olun. Tehlikeyi sezdiğiniz anda uzaklaşın. ''

''Emredersiniz Efendim.'' Diyerek uzaklaşmaya başladıklarında Bars'ta bizimle olan gruba işaret vermişti. Benim ve Bars'ın olduğu grup şatonun arka tarafına doğru ilerlemeye başladık. Biz arka kapıdan girerken, diğer grup şatonun dışında kalıp bir terslik olup olmadığını bize haber verecekti. En son grup ise amcamın odasına sızacaktı.

Şatonun arka tarafına geçerken etraftaki amcamın adamlarına görünmemek için çok temkinli hareket ediyorduk.
Yeryüzüne çöken sis ile görülmek ve görmek biraz zorlaşsa da bu gece doğanın da bizden yana olduğuna inanmak istiyordum.

Şatonun yüksek duvarlarına Ay ışığı vuruyor yolumuzu aydınlatıyordu. Bu gece parlayan Ay Kadın sanki bizi ışığından uzak tutuyor, karanlığın ardına gizliyordu. Şatonun arka kısmına ulaştığımızda sessizlik beni rahatsız eder olmuştu. Ya sadece paranoyaklaşıyordum ya da gerçekten bu gece bir şeyler ters gidecekti. Şatonun arka kapısına doğru tam adım atacağım sırada Bars beni hızla geri çekip arkasına almıştı. Yanımızda olan uzun boyluya başıyla işaret verdiğinde çocuk yanına birini daha alarak yanımızdan uzaklaşmışlardı. Kapının girişinde bekleyen iki kişi vardı. Kendi aralarında sohbet ediyorlardı. Bars ile göz göze geldiğimizde gözlerimi yumup minnetimi belli etmiştim. Başıyla onayladığında tekrar kapıya dönmüştü bakışlarımız. Az önce yanımızdan ayrılan iki çocuk bir anda korumaların üstüne atlayıp elleriyle ağızlarını kapattıktan sonra tek bir bıçak darbesiyle onları etkisiz hale getirmişlerdi.

Etraflarını taradıktan sonra gelmemizi işaret ettiklerinde oraya doğru ilerledik. Kapının tam önünde durduğumuzda içim hala huzursuzdu. Bars kapıyı araladığında önden iki kişi temkinli adımlarla ilerlemeye başlamıştı. Şu an hepimiz şatoya giriş yapmıştık. Kapıyı ardımızdan kapatıp meşalelerle aydınlatılmış uzun koridorda ilerlemeye başladık. Belimdeki silahı çıkarıp önden ilerlemeye başladım.

Koridorun sonunda ulaştığımız merdivenlerden yukarı bakarak çıkmaya başladım. Bars bei durdurup önüme geçtiğinde onun da silahını çıkarttığını fark ettim diğerlerinde olduğu gibi.

Merdivenlerin sonuna yaklaştığımızda Bars eliyle durmamızı işaret ettiğinde bekleyip onun merdivenlerin sonuna çıkmasını bekledik.

Bars gözden kaybolduğunda içim daha da huzursuzlanıyordu. Ardımda bekleyen küçük orduma baktığımda onlarda pür dikkat bana bakıp vereceğim emri bekliyorlardı.

GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin