(KESİT) BÖLÜM 38

520 31 5
                                    

Selam canlarım..

Yoğun bir haftada olduğumdan bölüm yayınlayamadım. Sizi de beklettiğimden gelecek bölümden küçük bir kesit yayınlamak istedim. Arat ve Gece'nin arasında geçen küçük tatlı bir diyalog :D

Multimedia: Arat'ın direksiyondaki eli olarak hayal edebilirsiniz. 

''Atla.'' Başıyla arabayı işaret eden bir adet Arat ile kalakalmıştım. Onun burada ne işi vardı ki?

''İltay'a gitmem lazım.''

''Biliyorum. Bin hadi.'' Tabiki biliyordu! Bilmediği bir şey olabilir miydi? O Araf'ın Efendisiydi sonuçta. Derin bir nefes alıp başımı iki yana sallayıp arabaya bindim.

''Sormayacak mısın?'' Sesiyle birlikte yoldan gözlerimi ayırıp ona döndüm. Her zamanki gibi siyahlara bürünmüştü. Direksiyondaki elleriyle ritim tutuyordu. Ahh elleri çok güzeldi. Uzun parmakları ve beyaz tenindeki belirgin damarları... Yutkunup sorusuna odaklandım.

''Neyi sormayacak mıyım?'' Hızlıca yandan bir bakış atıp umursamazca omuz silkti.

''Bilmem. Genelde bir şeyler sorarsın.'' Dediğinde şaşkınlıkla ona bakıyordum. Dudaklarımdan ''Hahh!'' Çıkmasına engel olamamıştım. Tamamen ona dönüp ''Ben sürekli soru sormuyorum.'' Sözlerimle dudağının kenarı yukarı kıvrılırken ''Sen öyle diyorsan..'' Dediğinde daha da sinirlenmiştim. Benimle dalga geçmesi yetmiyormuş gibi geçiştiriyordu bir de Efendimiz(!).

''Uyuz.'' Ağzımın içinde gevelediğim sözle tekrar önüme döndüm.

''Seni duydum.'' Dediğinde omuz silkip başımı cama doğru çevirdim. Resmen şuan da Arat'a trip atıyordum. Araf'ın Efendisine. Ay'ın Oğluna. En önemlisi ise bendeki ona trip atıyordum. Sinirim yerini mutluluğa bırakmıştı. Hayatımız o kadar anormaldi ki, normal şeyler yaşadığımız an sayısı çok azdı ve şuan o normal anlardan birini yaşıyorduk. Ve sanki... sanki. Bir ilişkimiz varmış gibi hissetmem hastalıklı ruhumdan mı kaynaklanıyordu? Ama kendime engel olamıyordum ki. Arat'a hafifçe döndüğümde onun da yüzünde keyifli bir ifade vardı. Gülümsemem istemsizce daha da genişlerken başımı öne eğip saçlarımla gülüşümü saklamaya çalıştım. Küçük Gece fısıldadı burukça;

'Normal olmak...çok güzelmiş.'

Elimi tutup bacağına koyduktan sonra bileğimdeki siyah lastik tokamı çıkarıp kendi bileğine taktı. Anlamsız gözlerle ona baktığımda hiçbir şey olmamış gibi önüne bakıyordu. 

''Tokamı geri ver. Neden aldın ki?'' Dediğimde bileğindeki tokamı diğer eliyle çekip bıraktı. ''Senin bileğini sıkmıştı.'' Kaşlarım çatıldığında ''Sıkmıyordu ki.'' Diyerek bileğine uzandığımda tek eliyle beni durdurup.

 ''Kokunu yanımda taşımak istiyorum. İzin ver.''

Yeni bölüm yakında...

GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin