GECE

BÖLÜM 34

Selam ben geldim :)
Benim canım okuyucularım bir haftadır hastayım ve ciddi anlamda kötüyüm. Alerjik reaksiyonum kötü bir seviyeye ulaştı. Hatta mesajlarınıza da bu yüzden dönemedim. Çok üzgün olduğumu bilmenizi isterim :( Ama bölümü öyle ya da böyle yazmak istedim çünkü sizi daha fazla bekletmek istemedim.

Gece ve Arat sizi özlemiş. Siz de onları özlediniz bence 🤪
Multimedia: Bu arada balo salonunu böyle hayal edebilirsiniz.
Seviliyorsunuz 🖤

Yabancı bir gecede dolanıp duruyordum adeta... Ve çoğu zaman düşünüyordum. Benim kalbim daha ne kadar dayanmalıydı bu sancılı aşka?! İçten içe biliyordum ben bu aşka asla elveda diyemeyecektim.

Ay'ın Oğlu benim sahip olamadığım halde vazgeçemediğimdi... Aynadaki yansımama bakarken başımı iki yana salladım. Onu düşünmeyi kesmeliydim. Elbisemi son kez düzeltip ayakkabılarımı giydim. Düz siyah saten elbisemle oldukça zarif duruyordum. Bu gece Bars'ın bahsettiği davet vardı. Oraya gitmek için hazırlanmıştım. Baloda Arat'ın olacağı gerçeğini düşünmemeye çalışıyordum. Tabi yanında olacak kişiyi de.

Aynada arkamı döndüğümde omzumdaki yaram iyiden iyiye geçmeye başlamıştı. Şaşırtıcı bir şekilde çabuk toparlanmıştım. Saçlarımı arkaya atıp yaranın kapanmasını sağladım. Saçlarım belime gelir olmuştu. Normalde saçlarımı bu kadar uzatmayan ben bu uzunluğu sevmiştim.

Çalınan kapıyla çantamı alıp kapıyı açtım. Bars takım elbisesi ve yüzündeki siyah maskesi ile tam karşımdaydı. Bu haliyle bana maskeli baloya gidiyormuşuz izlenimi vermişti.

''Efendim. Çok güzel görünüyorsunuz.'' Bars'ın iltifatıyla gülümseyip ''Teşekkür ederim.'' Diyerek uzattığı koluna girdim. Ardımdan kapıyı kapattım. Binadan çıktığımızda kapıda bizi bekleyen siyah bir araba vardı. Bars kapıyı açıp geçmemi bekledi. Arabaya bindiğimde ardımdan kapıyı kapatıp kendisi de öne oturmuştu. Yanında da şöfor koltuğunda oturan biri vardı. Daha önce görmemiştim.

''Efendim sizinle tanışma onuruna erişebildim sonunda. Ben Giray. Bu gece şöforünüz benim'' Kendini tanıtan Giray ile gülümsedim. Oldukça sempatik birine benziyordu.

''O onur bana ait Giray. Tanıştığıma memnun oldum. Hadi öyleyse yola koyulalım.'' Diyerek onu cevapladığımda gülüp ''Hemen Efendim.'' Diyerek gazı köklemişti.

Kısa süren araba yolculuğunun ardından davetin yapıldığı yere ulaşmıştık. Kapımı açan Bars ile arabadan indim. Kırmızı halı serili devasa kapıdan geçip içeri girdiğimizde düşündüğüm tek şey bu geceyi de bir an önce atlatmaktı. Tabi buraya sadece bir davet uğruna gelmemiştim. Kendimi göstermeliydim.

Uzun merdivenlerden inerken etrafa göz atıyordum bir yandan. Oldukça şık bir balo salonundaydık. Devasa büyüklükteki camlar ve büyük aydınlatmalar ile burası oldukça şıktı. Etrafta smokin ve takım elbiseli beylerin yanı sıra oldukça güzel kadınlar vardı. Herkes bu gece şıklık yarışına girmiş gibiydi. Bars'ın koluna biraz daha sıkı tutunup merdivenleri inmeye devam ettim. Tam karşımda gördüğüm siyah irisler bir an afallamamı sağlasa da kendimi hemen toparladım. Siyah takımı ve arkaya taradığı saçları ile nefes kesici görünüyordu. Her zaman olduğu gibi...

Benim bitmek tükenmek bilmeyen Ay'ın Oğlu hayranlığım...

Gözlerimiz birbirinden ayrılmazken merdivenlerin son basamağına ulaşmıştık. Yanında İltay ve O kız vardı. Üstündeki elbise tüm vücudun sardığından kendini sergilemekten çekinmediğini bir kez daha anladım. Güzel biriydi. Bunu kendime itiraf etmeliydim.