BÖLÜM 75

145 6 3
                                    

Biz geldik

Bölüm beğenileri oldukça düşük. Beğeni sınırı gelsin istemiyorsak beğenelim lütfen.

Keyifli okumalar...

Arat eve geldiğinde oldukça üzgün görünüyordu. Onu aradığımda birazdan evde olacağını söylediği için merakla gelmesini bekliyordum. Yüz ifadesi ise İltay'ın ne halde olduğunu anlatır nitelikteydi.

Bu yüzden sessiz kalmış ve Arat'a hiçbir şey sormamıştım. Arat duşa girdiğinde ise yemek hazırlamak için mutfağa girdim.

Yemek konusunda hala kendimi geliştiriyordum. Bu yemek işi hiç kolay değilmiş. Ama halledeceğimden emindim.

Mantarlı kremalı bir makarna ve çorba yapmaya çalışıyordum. Malzemeleri dolaptan çıkarıp yıkamaya koyuldum. O sırada belime dolanan kollar ile sırtımda Arat'ın sıcaklığını hissetmem bir oldu. Kollarının arasında arkamı dönüp boynuna bir öpücük kondurdum. Derin bir nefes almayı da ihmal etmedim. Duştan yeni çıkmış bir Arat'ın yoğun kokusu. Sanırım bayılacağım.

"Mis gibi de kokarmış benim sevgilim."

Arat erkeksi bir şekilde güldüğünde boynunda gülümsemem genişledi. Bir kez daha öpücük kondurup geri çekildim. Başımı yukarı kaldırdığımda dudağıma bir öpücük kondurdu.

"Seni yiyeyim mi istiyorsun hatun bu ne tatlılık?"

Kahkaha attığımda bu kez de dudağımın kenarından öptü.

"Gülüşün öyle güzel ki öpmelere doyamam bir ömür."

Sözleri kalbimi ele geçirirken derin bir iç çektim. Hayran bakışlarım ise güzel gözlerindeydi.

Muzip bir ifadeyle "Sen beni böyle öpeceksen ben hep gülerim yavrum ayıpsın."

Bu kez kahkaha atan Arat olmuştu. Ben de onu gülüşünden öpmek istiyordum ama boyum el vermediğinden adem elmasından öptüm.

"Çok yaramaz bir kızsın sen." Dediğinde göz kırpıp ellerimi göğsüne koydum. Vücudu anında gerilirken onu etkilemek kadınlık gururumu okşuyordu. Parmak uçlarımda yükselip dudaklarına doğru yaklaştım o da eğildiğinde dudaklarımız değmek üzereyken kulağına yöneldim ve o muhteşem cümleyi kurdum.

"Önce aş sonra meşk yakışıklı."

Onu geriye doğru ittiğimde afallamış yüz ifadesi ile kahkaha atıp sebzeleri yıkamaya geri döndüm.

"Hadi Arat Bey çorba yapmaya başlayabilirsiniz."

Arat bir anda popoma vurunca gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Omzumun üstünden yavaşça ona döndüğümde yüzünde serseri bir gülümseme vardı.

"Bunların rövanşını elbet alırım Gece Hanım."

Göz kırpıp çorba yapmaya başladı. Şimdi ise afallayan bendim. Ne demek istemişti o? Fesat düşünme fesat düşünme! Başımı iki yana sallayıp etkisinden çıkmaya çalıştım.

Ne yapıyorduk en son? Yemek! Evet yemek yapma zamanı.

Yemeklerimizi yapmış şimdi ise karşılıklı oturmuş sohbet ederek yiyorduk.

Arat'ın morali oldukça bozuk olmasına rağmen bunu belli etmemeye çalışıyordu. İltay'ın ruh hali onu da etkiliyordu. Bahar ile iletişime geçmek de istemediğinin farkındaydım. Bahar'ın haklı olduğunu biliyor ve aralarındaki bu meseleyi kendi aralarında çözmelerini istiyordu.

Yemeklerimiz bittikten sonra toplayıp salondaki rahat koltuğumuza kurulduk. Televizyonda bir film vardı ama ikimizin de dikkati kesinlikle filmde değildi. Arat'ın beline sarılmış bacaklarımı da bacaklarının üstüne uzatmıştım.

GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin