BÖLÜM 33

591 35 5
                                    

Keyifli okumalar 🖤
Kalbim boğuluyordu... Biri kalbimi avuçlarının arasına almış sıkıyordu adeta. İçimde sakladığım çaresiz Küçük Gece'm. Bir günah gibi hep suçlu hissediyordum ona karşı. O içimde büyütemediğim, büyütmediğim küçük çaresiz bir çocuk olarak acı çekiyordu. Ve her seferinde omuzlarımdaki yükü kendi omuzlarında taşımak istiyordu. Ben kendi içimde onu büyütmeyerek en büyük bencilliği yapmıştım belki de. Ama o hala çırpınıyordu bataklığımda.

Düşünceler içinde kıvranırken, Bars'la kahinin yanına gelmiştik bile. Sancılı geçen dün gecenin ardından bugün amacım uğruna bir şeyler yapmak iyi geliyordu. Gelmeliydi...

''Bars. Burası nasıl bir yer böyle?''

Karşımdaki kalın taş duvarlar harabeye dönmüş bir malikaneyi andırıyordu. Devasa duvarlara baktığımda eskiden görkemli ve göz alıcı bir yer olduğu kesindi.

''Efendim. Lütfen beni takip edin.'' Dediğinde birkaç saniye yüzüne baksam da en sonunda kabul edip onu takip etmeye başladım. Harabenin içine girdiğimizde duvarların ardında kalan uzun bir taşlı yol vardı. Oraya adımlayıp sonuna ulaştığımızda merdivenlerden aşağıya indik. Merdivenler bu harabeye göre oldukça sağlamdı. Merdivenlerin sonundaki kapı da öyle. Bunlar kaşlarımın çatılmasına sebebiyet verirken. Buranın sadece bir harabe olmadığını anlamıştım. Burası gizli bir sığınak olmalıydı. Bars bir anahtarla kapıyı açtı. Kapının ardında gördüklerim az önceki düşüncemi doğruluyordu. Burası gizli bir sığınaktı.

Uzun geniş koridorlar vardı. Bars'a dönüp ''Bu koridorlar nereye çıkıyor ?'' Dediğimde. Soldaki koridordan ilerlerken sorumu cevapladı.

''Tüm bu koridorların üstünde gördüğünüz gibi Efendim odalar var. Koridorların sonunda ise şehrin farklı yerlerine giden geçitler.'' Başımı onaylar anlamda salladım. Burası oldukça havalı bir yerdi.

Bir kapının önünde durduğumuzda Bars kapıyı üç kez tıkladı. Biraz bekleyip bu sefer iki kez tıkladı. Kaşlarımı çatmış neden bunu yaptığını sorguluyordum. Bars düşüncemi anlamış gibi nedenini açıklamıştı. ''Bu şekilde vurduğumda benim geldiğimi anlamış oluyor. Amcanızın adamları için önlem.''  Kapı genç biri tarafından açıldığında ''Efendim'' Diyerek bize yol veren çocukla içeri girdik.

Bars çocuğa dönüp ''Kahin nerede?'' Dediğinde

Çocuk ''Odasında Efendim.'' Diyerek cevaplamıştı. Bars bana dönüp ''Ne olur ne olmaz diye yanına adamımı yerleştirdim.'' Diyerek çocuğun varlığını anlamamı sağlamıştı.

Başımı salladığımda. Kahinin kaldığı odaya yöneldik. Kapıyı tıklatıp içeri girdik. İlk gözüme çarpan sallanan tekli koltukta oturmuş uzun beyaz saçları ve sakallarıyla kahin oldu. Gözleri kapalı bir şekilde öylece oturuyordu. Bars ardımızdan kapıyı kapatıp hafifçe öksürdüğünde kahin de yavaşça gözlerini açmıştı.

Göz göze geldiğimiz an hafifçe gülümseyip ''Hoşgeldin Havva Kızı, karanlığın Gece'si.'' Dediğinde yaptığı ironiye gülmüştüm.

''Beni tanıyorsun öyle değil mi?'' Bu bir soru değildi aslında. Bildiğim şeyden emin olmak için söylemiştim.

''Elbette Gece. Annenin rahmine düştüğün andan beri seni tanıyorum. Ve tahmin edersin ki tüm bunların yaşanacağını gördüğümden yanıma gelmeni bekliyordum. Sadece zamanı kestirememiştim.''

Aklıma gelen şeyle yutkunamadığımı hissettim. Öyleyse anne ve babamı tanıyordu.

''Anne ve babamı tanıyor musunuz?'' Ayağa kalkıp bana doğru adımlayıp önümde durdu. Saçımı okşadığında gülümsüyordu. ''Elbette tanıyordum Gece. Onlar benim için bu diyardaki en değerli iki kişiydi. Annen sana hamile kaldığını öğrendiğinde ilk benim haberim oldu. Bana gelip senin geleceğini görmek istediği söyledi. Ama bir bebeğin geleceği belirsizdir. Zaten anne rahmindeki bebeğin geleceğini görmek imkansızdır.Bunu bilmesine rağmen her zaman yanıma koşardı''

GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin