BÖLÜM 4

1.6K 69 14
                                    


İyi okumalar 🤗

İstenmeyen kız olmak... Hayatımın büyük bir bölümünü kaplayan şey... istenilmemek. Ailesi tarafından istenmeyen kız oldum. Selen Hanım ve Melis tarafından istenmeyen kız oldum. Arkadaşlığı istenmeyen kız oldum. Nedenini bilmediğim bir şekilde hep istenmedim ben.

Kabul görülmedim insanlar tarafından. Yetim olduğumdan mı istenilmedim? İçime kapattığım küçük Gece'den dolayı mı istenilmedim?

Kötü bir kız mıyım yoksa ondan mı? Yoksa ördüğüm duvarlardan dolayı mı ? İçime hapsettiğim duygularımı dışarı yansıtmadığımdan mı istenilmedim yoksa?

Peki şimdi... Neden ölüm meleği tarafından da istenilmiyordum? Üstelik bu kez istenilmeyen hislerimdi. Ben ne yapmıştım ki? Sürekli acı çektiğim yaşamım boyunca kime ne yapmıştım da bunları yaşıyordum?

Bana bağlanma demişti. Ona bağlanabileceğimi görmüş müydü? Sevgiye aç ruhumu görmüş müydü? Nasıl olurda ona karşı duvarlarımı bu kadar saydamlaştırabilmiştim?

Artık buna izin vermeyecektim. Onun kim olduğunu kendime hatırlatacak ve kendimi koruyacaktım. Küçük Gece'yi endişelendirmeyecektim. Ya da kimi kandırıyordum ki!

Salonda oturmuş karşımdaki eşsiz deniz manzarasını izlemeye koyulmuştum. İçimdeki fırtınayı karşımdaki huzur veren görüntüyle dizginlemeye çalışıyordum.

Kalbimin sancısı tüm benliğimi ele geçirmişti. Ölüm meleği benim nefesim olurken aynı zamanda nefesimi de kesiyordu.

Neydi sana olan bu savunmasızlığım ?Ben her şeye, herkese kendimi kapatmışken sana benliğimi açma isteğim nedendi?

"Gece" Sesini duyduğum anda başka bir ses duymayı istemeyişime ne demeliydi peki? İlahi güzellikteki bu adam benim sonum mu olacaktı?

Koltuktan kalkıp ölüm meleğimin yanına gittim. Siyahlara bürünmüştü yine.

Arabaya bindiğimizden beri ne o ne de ben tek kelime ediyorduk. Benim suskunluğum kendimeydi. O ise... beni istemiyordu ki ne diye konuşsundu?

Evden çıkmadan önce beni bir yere götüreceğini söylemiş başka bir şey söylememişti.

Araba durduğunda bakışları beni buldu. Derin mavilerini gözlerime diktiğinde bir şeylerin ters gittiğini sezmiştim. Buna rağmen şu anki durumumuza çok zıt bir şey yaptım. Gülümsedim. İlahi güzellikteki ölüm meleğime tüm içtenliğimle gülümsedim. Şaşkınlığı açık bir şekilde yüzünden okunurken arabadan çıktım. O da hemen ardımdan inip yanıma gelmişti.

Bahçe kapısını açıp içeri girdikten sonra devasa büyüklükteki malikaneye doğru yürümeye başladık. Yürüdüğümüz bahçede çeşit çeşit çiçekler vardı. Derin bir nefes alıp ölüm meleğime döndüm. Kendinden emin bir şekilde tüm güzelliğiyle yanımdaydı. Beni istemiyordu belki ama yanımdaydı işte. İlk kez bencil olmak istiyordum. Onu yanımda istiyordum. Kırıklarla dolu hayatımın bir kısmını onunla onarmak istiyordum.

Malikanenin arka bahçesine yöneldiğimizde karşımda gördüğüm kişiyle sarsılmıştım. Amcam...

Onun burada ne işi vardı? Neden gelmişti? Beni bir mal gibi satacakken şimdi işi neydi benimle? Planı istediği gibi işlemediğinden mi gelmişti? Yoksa... beni mi alıcaktı? Peki ya ölüm meleğim buna izin verir miydi? Beni istemiyor olabilirdi ama kendi çıkarı için yanında tutuyordu. Bu beni yanında tutması için yeterliydi öyle değil mi?

Arat, güzel gözlerindeki sevmediğim bir bakışla amcama bakıyordu. Ölüm meleğinin güzel gözleriyle bana bakmasına ve küçük Gece ile birlikte güvende hissetmek istiyorduk. Ama bakmadı... Bu kez gözlerini benliğime dokundurmadı.

GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin