BÖLÜM 9

931 44 11
                                    

Keyifli okumalar 😊
Multimedia: Fotoğraf bana aittir.

Acı her yerde...

Uykuya dalmadan önceki son nefeste.

Gözünü açtığındaki ilk nefeste.

Umudu hissettiğim ilk anda.

Çaresizliğimin son ızdırabında.

'Yoruldum' dediğim sözcüğün ilk noktasında.

'Tükendim' dediğim son serzenişte.

Acı benim hayatımın merkezinde; akıttığım gözyaşlarımın her bir damlasında, boğazımda düğümlenen şey acı...

Annemin rahminden düştüğüm ilk anda ve gözümü kapatacağım derin karanlığın son anına kadar acı benimle...

Tam yanımda benimle birlikte yürüyen bu güzel adamın yanında acı beni terk ediyor sadece. Gözlerine baktığımda içimi titreten ve ölümü gördüğüm bu gözler nasıl olur da beni acıdan uzaklaştırabilir?

Ölüm Melek'ine sormak istediğim birçok soru vardı? Özellikle şans eseri karşılaşmalarımız hakkında!

Hafifçe öksürüp ilk sorumu sormak için zemin hazırladım. Bir yandan gecenin sağır edici sessizliği ve ayın parıltısı altında yürüyorduk.

''O adamlar kimdi?'' Soruyu gelişine sormuştum ama anladığından emindim. Arat ay ışığı altında daha da güzelleşen yüzünü bana çevirdi.

''Çok kötü adamlar.'' Sesi rüyamda olduğu gibi yine huzur vermişti tüm benliğime ama cevabı beni tatmin etmemişti. Sanki beni geçiştiriyordu. Hatta alay ediyor bile olabilirdi ama yüzündeki ciddi ifade beni ikileme düşürüyordu.

''Yeterli bir cevap değil ve bunu sormadığımı biliyorsun.'' Evin sokağına girdiğimizde ben cevap almak için hala kıvranıyordum. O ise suskunluğu tercih ediyordu. İlginçtir ki Küçük Gece de çok sessizdi. Evin tam önünde durduğunda şaşırmadan edememiştim. Evi nereden biliyordu?

''Evin burası olduğunu nereden biliyorsun?'' Güzel yüzü tam karşımda ve yakınımda İken mantığım devre dışı kalıyordu ve böylesine güzel bir yüze nasıl sahip olabilir diye düşünmekten kendimi alamıyordum.


Sorumu es geçip o bir soru yöneltmişti bana. Cevabını çok iyi bildiğim.

''Evim' demedin!'' Böyle küçük bir detayı fark etmesi beni dikkatli dinlediğini mi gösterirdi? Ya da hep böyle dikkatli biri mi?

''Bir kitapta okumuştum. Yazar aynen şöyle diyordu ; Ev kalbin olduğu yerdedir. ''

Bakışlar daha da yoğunlaşırken bana bir adımla daha da yaklaşmıştı. Ama ben hala aramızda uçurumlar varmış gibi hissediyordum. Onunla yan yana olup, sesini duymak bile çok fazlaydı. Karşımdaki bu adam çok güzeldi ve ben onun yanında durmak için bile yetersizdim.

''Peki ya senin kalbin nerede Gece?'' Ölüm meleği olan bu adam tıpkı rüyamda olduğu gibi bana can alıcı sorular sormayı çok iyi biliyordu. Ama benim buna da bir cevabım vardı.

''Arafta!''

Ölüm Meleğinin, gözlerinden çok fazla duygu geçiyordu ama ben anlayamıyordum. Karman çorman olmuş gibiydi. Neydi bu gözlerinden geçen duygular? Cevabım sende nasıl böyle bir etki bıraktı Ölüm Meleği?

Başını gökyüzüne kaldırıp birkaç saniye baktıktan sonra ''Anlıyorum.'' sözcüğü döküldü dudaklarından.

Sorumun cevabını almak istiyordum ama üstelemedim. Eve girmeliydim. Ama istemiyordum! Ölüm Meleği ile ay ışığının eşsiz parlaklığının altında öylece durmak istiyordum.

GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin