Üzgünüm bölüm gecikti. Ama yazıp yazıp sildiğimden bir türlü tamamlayamamıştım. Sizi seviyorum 🥰
Bir damla usulca düştü kirpiklerime. Gökyüzüne çevirdim bakışlarımı. Parlak, sessiz ama aynı zamanda çok karanlık ve gürültülüydü.
Karşımdaki bu güzel adamın, güzel yüzüne bakarken gözlerim doluyordu. Çok sevdiğimden mi ağlıyordum? Yoksa çok kırıldığımdan mı? Siyah parlak irislerine daldı bakışlarım ve o zaman anladım.
Onu çok sevdiğimden böylesine çok kırılmıştım ve bu yüzden acı aşkım gözlerime doluyordu...
"Gece" Adım ancak onun dudaklarından böylesine güzel fısıldanabilirdi.
Benim ona olan aşkım ne zaman sona erecekti? Kendini kandırmayı başaran ben, onu sevmediğim konusunda kendimi kandırmakta neden başarısızdım?Aşk böylesine acı veren bir şey miydi? Beni hem yaşatan hem de öldüren bu adamla nasıl başa çıkacaktım? Hayır hayır... Ben ona karşı olan hislerimle başa çıkmalıydım.
"Ay'ın Oğlu, neden buradasın?"
"Gitmene engel olmak için geldim." Ardından başını olumsuz anlamda sallayıp alaycı bir gülümsemeyle devam etti sözlerine " En azından buraya gelip senin gözlerine bakana kadar öyleydi."
Ne gördün gözlerimde? Kalbimden akan acı siyahı mı?
"Sana her şeyi anlatmadım. Ve bilmeni istemediğim şeyleri öğrenmen" Duraksayıp "Kontrolüm dışında gelişen bu olaylar beni çıldırtıyor Gece."
Tam konuşacağım sırada belime dolanan kollarıyla sözcükler donup kalmıştı.
Kokusu her zerremi mayıştırırken kollarım iki yanımda duruyordu. Onu sarıp sarmalamak istiyordum ama yapamazdım. Yapmamalıydım. Yeterince gururumu bir kenara atmıştım.
"Git Gece. Bir daha da geri dönme. Eğer dönersen hiçbir şeyi eskisi gibi bulamayacaksın."
Geri çekilip dudaklarını alnıma bastırdı. Gözlerim istemsizce kapanırken. Çaresizce tek bir şeyi diledim. Şu anda ölmeyi. Eğer onun dudaklarının tenime değdiği anda ölürsem bu anı sonsuz kılabilirdim. Benim sonum aynı zamanda sonsuzluğum olurdu.
Bedenimdeki sıcaklık ve o koku gittiğinde anlamıştım. Artık o güzel adamdan ayrılmıştım.
İşte yine başa dönmüştüm. Çatı katındaki odamdaydım. Araf geride kalmıştı. Ama Araf'taki her şeyle benimle buraya gelmişti. Kurtuluşum yoktu. Tüm bunlarla yüzleşmeliydim.
Hazırlanıp Halide teyzenin yanına gitmek için yola koyuldum. İltay onunla görüşmem konusunda ısrarcıydı. Sebebini öğrenmeliydim.
Halide teyzenin kapısının önünde durup zile bastım. Onu özlemiştim. Görmeyeli uzun zaman olmuştu. Kapı açılmadığından tekrar zile bastım. En sonunda kapıyı tıklattığımda kapı kendiliğinden açılmıştı. Bir terslik vardı. Kapı kilidine baktığımda kırıktı.
Kapıyı aralayıp sessiz ve temkinli adımlarla içeri girdim. Acıyla bir inleme sesi duyduğumda hızla sesin kaynağına yöneldim.
Gördüklerim dudaklarımdan ufak bir çığlığın firar etmesini sağlamıştı. Halide teyze kanlar içinde yerde yatıyordu. Koşup yanına çöktüm. Yarasının nerede olduğunu göremiyordum. Tüm vücudu kana bulanmıştı. Başını kucağıma koyduğumda gözleri yarı yarıya açıldı. Beni gördüğünde gülümsedi; canı yandığı halde..
"Gece,kızım."
"Buradayım. Buradayım."
Gözümden akan bir damla yaş usulca kana bulanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE
Fantasy"Neden?" Sakin kalmaya çalışıyordu ama bana her an bağıracakmış gibi duruyordu. Seni bu derece sinirlendiren ben miyim Ay'ın Oğlu? "Sevmiyorum." Sana gerçeği söyleyemezdim. Seni o kızdan deli gibi kıskanıyorum diyemezdim. O kız bakışlarıyla bana mey...