BÖLÜM 1

5.1K 121 31
                                    

Herkese merhaba. Hikayemin büyülü dünyasına hoşgeldiniz. Bu dünyaya ilk adım attığınız anın tarihini yorum olarak bırakın lütfen ve arkanıza yaslanıp sözcüklerin zihninizde bıraktığı etkiyle sarhoş olun...

Hayatın acı gerçeklerini çok küçük yaşta tatmıştım ben. Ailem yoktu benim. Annem beni doğururken ölmüş babamsa şizofreni hastalığı nedeniyle yıllar önce hastaneye yatırılmıştı. Bu nedenden ne annemi ne de babamı tanıyordum. Bana kol kanat gelen bir amcam vardı. O büyütmüş ve beni bu yaşa getirmişti. Ona minnettardım ama eşi ve kızı için aynı şeyi söyleyemeyecektim. Onlar beni bu evden göndermek için bana her türlü işkenceyi yapan yüreklerinde bir gram şefkat barındırmayan insanlardı. Yengem yani Selen Hanım benim varlığımı biraz da olsa kabullenmişti lakin kuzenim için aynı şey geçerli değildi. Her seferinde kıskanç ve şımarık bir kız olduğunu kanıtlayıp bütün ilgi ve alakayı kendine istemişti. Bu en doğal hakkıydı elbette kimseden ilgi veya alaka beklemiyordum ama o annesizliğimi ve babasızlığımı her fırsatta yüzüme vuruyordu ve böyle yaparak kendini benden üstün görüyordu.

Tavan arasındaki odamın kapısı tıklatıldığında yatağımda doğrulup ''Gel.'' diye mırıldandım. Büyük ihtimalle amcamdı. Çünkü kuzenim odama direk dalardı Selen Hanım ise hiç odama gelmezdi zaten. Tahminim doğruydu gelen amcamdı.

''Müsait misin kızım.'' Amcama gülümseyip ''Evet amca gel lütfen.'' Yanıma gelip yatağın kenarına oturduğunda yüzümde bir gülümseme vardı amcamı gerçekten çok severdim. Eşi ve kızına karşı beni korur ve yanımda olduğunu bana hissettirirdi. Elindeki kredi kartını bana uzatıp.

''Yakında 18 olacaksın Gece. Bu nedenle sana da limitsiz bir kredi kartı hediye ediyorum. Bunu erken doğum günü hediyesi olarak düşünebilirsin.''

Burukça gülümseyip ''Buna gerek yok amca ben bunsuz da gayet iyi idare ediyorum.'' diyerek elini geri ittirmiştim. Kaşlarını çatıp ''Bunu alıyorsun itiraz istemiyorum.''

Elime sıkıştırdığı zarftan sonra saçımı okşayıp odadan çıkmıştı. Ardından odaya dalan kuzenim Melis'in alaylı bakışlarına maruz kalmıştım.

''Ne oldu ezik, babam sana sadaka mı verdi?'' Cevap vermeyip yüzüne bakmaya devam ettiğimde ''Gıcık şey.'' deyip saçlarını savurarak geri çıkmıştı. Çoğu zaman onun aşağılamalarına cevap vermezdim. Onu umursamadığımda sinirlenip benimle uğraşmayı keserdi. Alışmıştım onun bu hallerine. Küçükken beni aşağılamasına üzülür ağlardım ve bu onu eğlendirirdi büyüdükçe umursamamaya başladım ve bu onu sinirlendirir olmuştu.

Penceremden dışarı bakıp derin bir nefes aldım. Gecenin serinliği beni rahatlatırken bir kez daha derin bir nefes aldım. Düşünceler zihnime akın ederken kendime düşünmeyi yasaklayıp kitaplarımın başına oturdum. Her zaman yaptığım gibi ders çalışmaya başladım bu düşünmemi engelliyordu. Uzun bir çalışmadan sonra kitabı kapatıp arkama doğru yaslanıp gerinmiş ve kalkıp cama doğru ilerlemştim. Camımın önündeki geniş boşluğa oturup gecenin güzelliğine karışan yağmur damlalarını seyire koyuldum. Huzur vericiydi. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Camı sonuna kadar açıp yağmuru daha iyi hissetmek için elimi uzattım. Yağmur damlaları her elime çarpıp yere düştüğünde ruhumdaki acılarda zihnime doluyordu birer birer. Acılarım, kaybedişlerim, yalnızlıklarım... Yüzlerini dahi bilmediğim anne ve babam. Sırf bu yüzden ezilen küçük Gece. Her gece yorganının altına saklanıp ağlayan küçük Gece. Boğulacak gibi olduğunda kendi sessizliğine sığınan küçük Gece. Küçük olmasına rağmen omuzlarındaki yükleri tüm gayretiyle taşıyan olgun bir kız çocuğu. Kendini gerçek dünyadan soyutlayıp, kitapların dünyasına hapseden küçük kız çocuğu. Korunmaya ihtiyaç duyduğunda dahi kendinden başka kimsenin onu koruyup kollamayacağını bilen, küçüçük yüreğinde büyük acılar taşıyan Gece. Adını layıkıyla taşıyan ben. O küçük kızı içimde bir yerlere hapsetmiştim. Ben büyümüş ama onu büyütmemiştim. Tüm acılarıyla birlikte karanlığımda saklıyordum onu.

GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin