BÖLÜM 35

570 37 9
                                    

Keyifli okumalar 🖤
Multimedia; Arat 😍

Yağmurlar vardı kalbinde. Sanki kalbine giren o yağmurlarında sırılsıklam olacaktı. Yağmurları şiddetliydi, şimşekler çakardı. O, kalbinden sakınmamı istiyordu. Ama bilmiyordu ki... Ancak onun yağmur damlalarında yaşam buluyordum.

Şimdi yağmurlarında ıslanmayı istediğim Ölüm Meleğimin kollarındaydım. Küçük Gece fısıltı eşliğinde tekrarladı beni..
'Ölüm Meleği'
Ona uzun zamandır böyle hitap etmiyordum. Çünkü bakışlarında bana ölümü çağrıştırmıyordu. Ama şimdi gözlerinde yine ölümü görüyordum. Ne olmuştu? Ne değişmişti?

Belimdeki elllerini daha da sıkılaştırıp çenesini başımın üstüne yasladı. Adem elması yutkunduğundan hareket ettiğinde içimde o çıkıntıyı öpmek için bir istek oluşmuştu. Gözlerimi kapattım. Ben ne yapıyordum? Neler düşünüyordum?

Geri çekilmek için hareketlendiğimde yüzüme bakıp ellerini belimin arkasında kenetledi. Bu hiçbir yere gidemezsin demekti sanırım.

Gözüm biraz ilerde Arya ile dans eden İltay'ı buldu. Arya ona kaşları çatık bir şeyler söylüyor bir yandan da öfkeli gözleriyle ara ara bana bakıyordu. Nefreti gözlerinden oluk oluk bana akıyordu. Umursamadım...

"Bu da ne şimdi?" Arat'ın gözlerinin içine bakıyordum. Bir şeyleri anlamayı umarak.
Tek kaşını kaldırdığında tekrar konuştum.

"Neden dans ediyoruz? Arya ile gayet mutlu görünüyordun. Ne oldu da kendimi seninle dans ederken buldum?"

Arat etrafa bakıyor sözlerime rağmen bakışları beni bulmuyordu. Omuzlarındaki ellerimden birini koluna doğru getirip uyarırcasına sıktım. Kaslı kolları vardı. Elim biraz fazla kolunda kalmıştı. Gözleri beni bulduğunda bu kez muzip bakışlarıyla karşılaşmıştım.

Elimi işaret edip "İstediğin kadar dokunabilirsin." Diyerek kol kasını biraz daha belirgin hale getirmişti. Anlamıştı işte! Ondan fiziksel olarak da etkilendiğim su götürmez bir gerçekti ama şimdi gözlerime bakarak bunu belli etmesi biraz utanmamı sağlamıştı. Umursamaz görünüp "Sorularıma cevap vermen için seni uyarmam gerekiyordu." Gözlerimi kaçırıp "O yüzdendi yani." Dediğimde dudaklarında hafif bir tebessüm belirmişti. Bakışlarım dudaklarında kalırken ben de istemsizce gülümsemiştim.

Gülümseyerek birbirimize bakıyorduk ve gözlerindeki parıltı benim gözlerimde de vardı. Biliyordum. Her geçen saniye kalp atışlarım daha da hızlanıyordu.
Neden bana bu kadar güzel bakıyorsun Ay'ın Oğlu? Nasıl oluyor da bir bakışınla kalbimi böylesine hızlandırıyorsun? Bana böyle bakmamalısın..

Gözlerimi kaçıran ilk ben oldum. Ve göz göze geldiğim kişi de gözlerimi kaçırmamı sağlayan en büyük sebeplerden biriydi. Arya... tüm nefretiyle bana bakıyordu. Dışardan nasıl görünüyorduk? Sevgilisi olan Arya idi ama şu anda benimle dans ediyordu. Üstelik az önceki bakışmamız Arya için pek hoş karşılanacak türden değildi.

Her şeye rağmen... Arya'nın nasıl bir kız olduğunu bilmeme rağmen. Arat'ın kollarından kendimi kurtardım. Her ne olursa olsun sevgilisi olan birine bunu yapmamalıydım. Kim olursa olsun böyle bir muameleyi hak etmiyordu.

Kolları iki yanına düşen Arat bana ne olduğunu anlamaya çalışır şekilde bakıyordu. Az önceki dudaklarımızdaki gülümseme ile etrafımızı saran sıcaklık kaybolmuştu.

Arkamı dönüp hızla çıkışa yöneldim. Kaçamak bakışları üstümde hissedebiliyordum. Merdivenlere geldiğimde duraksadım... Amcam... Hayır Agah! Tam karşımdaydı. Merdivenlerden ağır ağır iniyor, yüzüne o iğrenç sırıtmayı koymayı da unutmuyordu.

GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin