Herkese iyi bayramlar 😊
Bölümü biraz daha geç yayınlamak istiyordum ama mesajlarınız çok fazlaydı. Sizi daha fazla bekletmek istemediğimden bugün paylaşıyorum.
Umarım beğenirsiniz. Ve umarım hepinizin keyfi yerindedir ♥️
İki genç adam dolambaçlı ıssız bir yolda adımlıyorlardı. Birinin ruhu umut ve korkuyla doluyken, diğerinin ruhu endişe ve hüzün ile doluydu.
Arat, Gece'nin yaşadığının kanıtına adımlıyorken içindeki umuda engel olamıyordu. Umuduna ek olarak korkusu da içini yiyip bitiriyordu. Olumsuz bir cevap almaktan delicesine korkuyordu. O sokakta onu gerçekten gördüğünü düşünüyordu. Saçlarından, kokusundan tanımıştı onu. Yüzünü görememiş olsa da peşinden koştuğu kadın o idi.
İltay ise dostu için endişeliydi. Hayal görmüş olmalıydı. Acısı ve özleminden Gece'yi gördüğünü sanmış olmalıydı. Ve üzgündü. Dostu için üzülüyordu. Gözlerindeki ışığın sönecek olması onu derin bir hüzne boğuyordu.
Yolun sonuna geldiklerinde birbirlerine son bir bakış atıp devasa büyüklükteki mağaranın zifiri karanlığına kendilerini bıraktılar.
Mağaranın içi buz gibiydi. Ölülerin ruhlarının uğultusu kulaklarına doluyordu. Ölümün Efendisini görmeye gelmişlerdi.
Mağaranın çıkışından gelen ruhların acı çığlıkları ve kasvetli hava tüm hücrelerine işlemişti.
Kurumuş ağaç dallarından sarkan iskeletlerle birlikte yürüdükleri yolda üstüne bastıkları kuru dallar ve kemikler sessizlikte çığ gibi büyüyordu. Ölülerin ruhları çığlıklarını kesmişti.
Yürümeye devam ettikleri sırada İltay yüzünü buruşturmadan edemedi. Buradan gerçekten hiç hoşlanmıyordu. Ruhların varlığı onu ürpertiyordu. Ve bir dönem buraya çok sık geliş sebebi de içindeki o yarayı sızlatıyordu.
İltay ölen kız kardeşinin ruhunu aramıştı bu ıssız ve ölüm kokan ormanda. Ama asla aradığını bulamamıştı. Söylenene göre kız kardeşinin ruhu hiçlikte bir yerlerde kaybolmuştu.
Ormanın kalbine doğru ilerledikleri sırada önlerini kesen siyah kukuletalı varlık duraksamalarını sağlamıştı. Karanlık varlığın getirdiği sis birkaç saniye içinde yok olurken Ölümün Efendisi konuştu. İskeletimsi yüzü ve havada süzülen bedeni ile ürkütücü bir görüntüye sahip olan Ölüm. Sesinin tizliği ile rahatsız edici bir tonlamaya sahipti.
"Toprak soyundan Ay'ın Oğlu ve Asi adam. Buraya bir daha gelmemenizi söylemiştim. Özellikle senin!" Diyerek uzun soluk parmağı ile İltay'ı işaret ederek.
İltay huzursuzca yerinde kıpırdanmıştı. O karanlık dönemde sürekli buraya geldiğinden karşısındaki varlığın canını sıkmayı başarmıştı. Arat ise onu almaya geldiği için birlikte mimlenmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE
Фэнтези"Neden?" Sakin kalmaya çalışıyordu ama bana her an bağıracakmış gibi duruyordu. Seni bu derece sinirlendiren ben miyim Ay'ın Oğlu? "Sevmiyorum." Sana gerçeği söyleyemezdim. Seni o kızdan deli gibi kıskanıyorum diyemezdim. O kız bakışlarıyla bana mey...