23. BÖLÜM

347 22 31
                                    

Aynadan kendime baktım uzunca. Bu elbise... tam istediğim gibiydi.. yıldızlar gibi... Çok güzel olmuştum. Peri masallarındaki gibi. Bu gece masallar gerçek olacaktı. Bu gece her şeyden güzel olacaktı. Bu aşk dörtgeni çözülecekti. Her şeyi yoluna soktuktan sonra akışına bırakmak yetiyordu.

Merdivenlerden aşağı yavaşça indim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Merdivenlerden aşağı yavaşça indim. Son basamağı da indikten sonra bahçeye çıktım. Dedem ve babaannem bana büyülenmiş gibi baktılar. Beni ilk defa böyle görüyorlardı. Bu kadar güzel.

"Yekbun..." dedi babaannem.

Ve dedem tamamladı, "Çok güzel olmuşsun. Çok yakışmış torunuma." Babaannem biraz duygulanmıştı sanki.

"Babaannem?" dedim ona doğru yürüyerek. Gözleri dolmuştu.

"Yaa, babaanne." Diyerek sarıldım. Çenesi titriyordu, ağlamamak için tutuyordu kendini.

"Tamam, dur. Üstün bozulmasın. İyiyim, duygulandım ben." diyerek sarılmayı bitirdi ve gözlerinin kenarını sildi.

"Hadi gidelim bakalım." Diyerek dedem bana kolunu uzattı. Onun koluna girdim ve bahçeden çıktık. Evin önünde bekleyen taksiye bindik. Taksiden indiğimizde sesi gelen düğün salonuna yürüdük. Salonun önünde büyük genişçe bir bahçe vardı. ortasında pist etrafında ağaçlar, çeşme ve heykeller vardı.

Pistte sorun olduğu için içerideki salonu kullanıyorlardı. Bende bundan faydalanacaktım. Sahra Anıl'ı buraya getirecekti ve birlikte dans edeceklerdi. İçerideki ses illa ki dışarı gelecekti. Rüzgar hiçbir şey demezdi zaten. Çünkü o da Hira ile meşgul olacaktı. Her şey tam ayarında ve tıkırında giderse sorun yoktu. Dedem ve babaannem salona girecekleri zaman durakladım.

"Ben şurada fotoğraflar çekmek istiyorum. Gelirim yanınıza."

"Tamam kızım. Biz karşı arkalarda otururuz. Orada Hira ve Sahra'nın annesi olacak."

"Tamam." Bu daha iyi olmuştu. Hiçbir şey görmezlerdi.

Merdivenlerin yanından geçip çalılardan oluşan yolun üzerinde yürüdüm. Hafif yüksek olan topuklu ayakkabılarım ses çıkarıyordu. Ağaçların boyu uzundu. Baya uzundu hatta. Onların fotoğrafını çekmeye başladım. etrafımda dönüp havayı kokladım. Yavaş yavaş yürüyerek çekebileceğim başka şeyler aradım.

Çeşmeye yaklaştığımda kenarda durup onun fotoğrafını çektim. Çeşmeye yaklaşıp biraz eğildim. Sudan kendime baktım. Elim yavaşça ona değirdim. Dalga dalga yayıldı ve yansımam bozuldu.

"Aslında ne çok şey yansıyor içimizden
Ne kadar duru, ne kadar berrak
Ve ne kadar özlemli
Hiç düşünüp hayal etmediğin ve bilmediğin kadar
Gözlerinden yansıyan benim...
Farkında mısın?
Sen de benim gözlerimden yansıyorsun....
Aynı duygular,
Aynı heyecanlar içindeyiz
Avuçlarımız terli...
Soğuk bir çeşme başında olmak arzusundayız
Bir vadi kenarında..
Seslerimiz yansıyor
Bir dere başındayız
Yansıyan, sularda hayalimiz"

YEKBUNUM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin