Gece gece çalan telefonumu açtım. Zaten daha uyumamıştım. Düşünceler beynimi esir almıştı. Bugün yaşadıklarım beni çok yormuştu. Ben, ben yine kendimden nefret ediyordum. Yeniden...
Gözyaşlarımı silip kenarda duran telefonumu aldım. Saat üçtü. Bu saatte babam beni arıyordu. Niye ki? Neden? Sabah yeterince canımı yakmadı mı?
Bir dakika, babam beni asla aramazdı ki. Telefonu açıp kulağıma dayadım. Burnumu çektim.
"Efendim baba?"
"Ben babanız değilim. Siz kızı mısınız?" duyduğum kadın sesi ile dizlerimi yavaşça aşağı indirdim.
"Evet, buyurun. Siz kimsiniz?"
Bu sabah...
Elimdeki kasayı kenara koyup müşterilere döndüm. Dedem bir kadınla konuşuyordu.
"Bedava satıyorlardı dimi soğanı ileride?" diye konuştu kadına. Kadın hiçbir şey demeden çantasını aldı gitti. Dedemin yanına gelip omzuna dokundum.
"Dede, ne oldu?"
"Soğan alacakmış hanımefendi. Baktı burada, baktı. Sonra aldı çantasını gitti ileri. Hemen aldım o beğendiği soğanları. Koydum kenarı. Şimdi gelmiş bana, e hani benim beğendiklerim, diyor. Hadsize bak. Hem beğenmiyor, üste çıkmak için laf söylüyor. Bak, bak, bak."
Böyle mızmız satıcılar olduğunda dedem fena oluyordu.
"Tamam, dede sakin ol." Diyerek kenarda duran su şişesini ona verdim. Sandalyeye oturttum. O suyunu içerken bende müşterilere bakmaya devam ettim.
"Gel vatandaş, gel! En iri erikler burada! Gel, gel!" diye bağırdım. Hem müşteri çağırıp hem de müşterilere bakıyordum. Dedem kısa bir an bana bakıp tebessüm etti. Suyunu koyup o da işine devam etti.
Telefonum art arda titremeye başlamıştı. Köşeye geçip cebimden telefonu çıkardım. Babam mesaj atıyordu. Ekran kilidini açıp mesajlara hızla girdim.
Babam: ve bugün zamanı geldi.
Babam: bugün çok başka bir gün.
Babam: senin doğum günün.
Hiçbir zaman doğum günümden söz etmezdi. Bugün benim doğum günümdü. Bugün 1 Ağustos'tu. Tarihlerle buraya geldiğimden beri ilgilenmiyordum. Doğum günüm olduğunun farkında bile değildim. Gerçi doğum günlerimde sadece marketten aldığım küçük keklerin üzerine tek mum dikerek kutlardım. Fazla değerli değildi.
Siz: neden şimdi bunu önemsedin?
Babam: bugün 18 yaşına giriyorsun.
Babam: senin için mutluyum
Babam: sende benim için mutlu olacaksın
Babam: belki de kendin için üzüleceksin
Siz: baba, ne oluyor?
Babam: Sherlock yeteneklerin ile olduğum yeri bulmuştun ya hani
Babam: o bulduğun yere git.
Babam: eski televizyonu aç
Babam: albüme bak
Babam: gerçekleri öğren
Babam: belki sana olan hislerim kendinde oluşur
Babam: git hadi durma, ninenin deposuna git
Babam: sana doğum günü hediyem olsun...
Çevrimdışı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEKBUNUM (TAMAMLANDI)
General FictionDÜZENLENECEK! Eski halini okumasanız daha iyi :)) "Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar; ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir." Yekbun'un muhteşem hikâyesi ise bir yolculuk ile başladı. Dertlerini, hayatını ve kend...