Kavak ağacının kenarında oturmuş dinleniyorduk dedemle. Bugün yine pazar için mal yapmıştık. Alnımdan akan terleri elimin tersi ile sildim.
"Eee? Nasıldı Çağın ile dans?"
Söylediği sözlerle buz kestim. Kalbim aniden tekledi. Kulaklarımın duyduğu o soru ile tepkisiz kaldım.
Oysa dedemin görebileceği bir yerde değildik. Bir mı söylemişti? Babaannem de biliyor muydu?
Ben bunları düşünürken dedem keyifli bir kahkaha attı. Ona doğru dönüp baktım.
"Yüzün kireç gibi oldu. Gülmemek elde değil kızım." Dedi ve üzerine biraz daha güldü.
"Sen nerede gördün? Nereden biliyorsun?"
Dedim sesimi titretmemek için özen göstererek."Sana bakmak için kapıya doğru geliyordum. Sonra seni o güzel elbisenle, bir prensle dans ederken gördüm."
Sadece dedemin lafına ve anlatışına bile hayranlıkla dinliyordum. Sonra fark ettim ki dedem benle dalga geçiyordu ve yüzündeki o ifade ile gülmemek için kendini zor tutuyordu.
"Ya dede!" Diyerek ona çatık kaşlarımla bakarak önüme döndüm. Kenarda duran dalı alıp yere birşeyler çizmeye başladım.
"Kızma, kızma. Ciddiyim ben. Çok yakışıyorsunuz doğrusu. Prens ve prenses gibiydiniz."
Dal ile yere birşeyler karalarken o akşamı düşündüm. Gerçekten eğer o gece Utku'yu görmeseydim veya o gelmeseydi, bana attığı o tek adımı da kapatarak beni öpebilirdi... ÖPECEKTİ!
Aniden basan ateş ile bir soğuk bir sıcak olan bedenimin ayarı kaçmıştı. Gözlerimin önüne hayali düştü onunla öpüştüğümüz...
Dudaklarının dudaklarıma değdiğini düşündüm. Elim dudaklarıma giderken dedemin ismimi söylediğini duydum.
"Yekbun. Ne düşünüyorsun öyle?"
"Hiç. Hiçbir şey."
Verdiğim cevaptan sonra toprağa çizmeye devam ettim. Dedem bana dönüp elini omzuna koydu.
"Bak, istediğin zaman istediğini bana anlatabilirsin. Benim saygım var. Bu hislere. Çünkü yaşanması gereken şeyler. Olgun insanların yaşaması gereken şeyler. Sende bir yetişkin olma yolundasın. Sevmek suç değil. Kınanılacak bir konu da değil. Bu yüzden bu gibi konuları babaannenle değilde benle konuşman daha doğru olur."
"Babaannem nasıl görüyor?"
"O pek benim düşünce tarzım da değil. Bu yaşta sevme mı olur diyor."
Babaanneme bu konudan bahsetmemek ile doğru yapmışım o zaman. Direkt Çağın hakkında bahsetmek istemiyordum.
"Yani. Garip şeyler. Bu hisler. Kendini bir anda bir boşlukta bulabiliyorsun bazen. Bazende herşey birer rüya gibi geliyor ama sonra bir kabusa dönüşüyor."
"Kabustan kastın ne?"
"Yani. Engeller. Bazı şeyler." Açık konuşmamak için kendimi burada yırtıyordum resmen. Dedem ise tek kelime etmeden beni anlamaya çalışıyordu.
"Bazen verdiğimiz sevgi yanlış kişilere olabilir. Veya senin sevgin gerçek olmayabilir. Çok karmaşıktır herkes böyle söyler, aşk için. Ne kadar emin olursan ol, bazen sadece hisler seni kör eder. Bunun için zaman gerekir. Ama şu bir gerçek ki, zaman gerçekten var mıdır?"
Bulmaca gibi konuşmuştu ama herşeyi de kafamda oturtmuştu dedem. Onunla birbirimize baktık. Söylediklerini dikkatle dinlemiştim. Dedem gözlerim için baktı ve oturduğu yerden kalkıp babaannemin yanına ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEKBUNUM (TAMAMLANDI)
General FictionDÜZENLENECEK! Eski halini okumasanız daha iyi :)) "Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar; ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir." Yekbun'un muhteşem hikâyesi ise bir yolculuk ile başladı. Dertlerini, hayatını ve kend...