13. BÖLÜM

487 30 47
                                    

Üzerimi giyinip odamdan çıktım. Hira balkonun köşesinde bulunan koltuktan etrafa bakınıyordu. Ben çıkınca yerinden kalktı.

"Hadi gidelim." Diyerek merdivenlere yöneldik. O sırada bahçe kapısı sertçe kapatıldı. Babaannemin ve dedemin sesi duyuldu. Olduğum yerde ilk durdum. Hira'da aynı şekilde.

"Alp ne oluyor?"

"Pezevenkler yalan yalan dedikodular söylüyorlar!"

"ŞŞ! Yukarıda kızlar var Alp. Nasıl konuşuyorsun böyle? Alp ne oldu?"

Merdivenlerden hızlı aşağı indim. Hira hemen peşimden geldi. kapının eşiğinde durdum. Dedem ve babaannem beni fark etmediler.

"Kahvede oğlun gelmiş dediler. Hangi oğlum?, dedim. O bizi bırakıp giden. Yüzsüz. Serhat gelmiş, dediler. Yekbun'u yollayıp da gelemeyen evladın."

"Babam... babam burada mı?" diye araya girdim. Dedem ve babaannem bana döndüler.

"Hayır, hayır. Onlar yanlış görmüşlerdir Alp. Serhat, gelecek olsaydı Yekbun ile gelirdi."

Onlar konuşurken dün akşam aklıma geldi sürekli.

"Dede." Herkes bana baktı. İlk duraksadım. Çatık kaşlarımla etrafta göz gezdirdim. Sonra sakinleştirdim hemen kendimi.

"Babam buraya gelmez. Yanlış dedikodu çıkarmışlar. Buraya asıl gelen benim. Birisi torunun yerine oğlu zannetmiş. Babam buraya gelecek kadar yüzsüz değil. Merak etme. Sakin ol. Buraya ben geleli üç hafta oldu. Burası büyük bir köy. Laf hemen dolanır. Yalan yanlış şeyler çıkabilir." Diyerek onu yatıştırdım.

"Evet Alp. Yekbun doğru söylüyor. Geç otur şöyle. Ben sana su getireyim. Kızlar hadi sizde geç kalmayın isterseniz."

Hira'ya kaş göz yaptım. Birlikte bahçeden çıktık. Onun kolundan tutup hızla çekiştirdim. Büyük ninemin evine doğru yöneldim.

"Dere kahve bu tarafta değil. Ama senin aklından bir şeyler geçiyor. Neyden şüpheleniyorsun?"

"Hira. Ortada bir şey dönüyor. Dedem yalan söyledim. Benim babamın bir amacı varsa olabileceği en karaktersiz, en yüzsüz insanı olabilir. Babam buraya gelmiş olabilir. Nerede olduğunu tahmin ediyorum. Hemen gidip bakmamız gerek."

"Tamam. Aklında ne var anlat bana." Hira'ya ilk dün akşam ninemin evinde olanları anlattım.

"Ben depoya girmeye çalışırken sen ninemi oyala. Tamam mı?" dediğimde ninemin evinin sokağın başında bulduk kendimizi.

"Tamam. Çağın'a mesaj atayım. Biraz geç geleceğimizle ilgili." Diyerek telefonunu çıkardı. O mesaj atarken bende ninemin evine bakıyordum.

"Bö!" duyduğumuz ses ile Hira'yla irkildik. Gelen mavi gözlü, sarı saçları olan şirin, bizim yaşlarımızda bir kızdı. Sanırım bu Sahra'ydı.

"Ay, Sahra ne yapıyorsun?" dedi Hira telefonunu cebine koyup.

"Asıl siz ne yapıyorsunuz burada? Gitmeyecek miyiz?"

"Merhaba Sahra."

"Merhaba Yekbun. Hoş geldin köyümüze bu arada. Tanışma fırsatımız olmadı."

"Evet. Bizim ninemde küçük bir işimiz var. Sende Hira'ya yardımcı olur musun? Yapman gereken tek şey ninemi oyalamak olacak."

"Tabi, olurum. Ama çabuk olalım." artık dinelmeyi bırakıp büyük ninemin evine yöneldik. Kapıyı tıklatıp ardından başımı bahçeden içeri soktum.

"Nine, biz geldik!" sesimi duyunca evden dışarı çıktı. tutunarak aşağı indi.

"Hoş geldin kızım. Kimlerle geldin?"

YEKBUNUM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin