Elimdeki davetiyeyi okuyup kabartmalarında elimi gezdirdim. Zarif ve inceydi. Bu sabah bir kadın babaanneme vermişti. Dedemin bir akrabası evleniyormuş. Düğün on iki gün sonraydı.
Babaannem davetiyeyi aldıktan sonra ninemin ısrarı üzerine evine götürmüştü. Bahçede çardağa uzanmış onu bekliyordum. Kartı yukarı doğru tutmuş bakıyordum. Sıkılıp onu kenara koydum. ağacın yapraklarına göz gezdirmeye devam ettim.
O sırada içeri babaannem girdi. Yerimde doğrulup ona baktım.
"Düğün nerede olacak? Çok mu yakınımız? Gidecek miyiz?"
"Gideceğiz tabi. Hem senin de ilk köy düğün görüşün olacak. Düğünde buradaki bir salonda olacak. Sana elbise almamız gerekiyor."
"Babaanne bugün tarlaya gitmeyeceksek bizim kızlarla buluşabilir miyim?"
"Tabi kızım. Bu hafta yeterince gittik zaten."
Babaannem izin verdiğinde hızla çardaktan kalkıp kapıya yöneldim.
Hira'yı arayıp Sahra'nın evinde buluşacağımızı söyledim. Orada olacağını söyleyerek kapattı. Ardından Sahra'nın evde olup olmadığını öğrenmek için onu aradım. Sahra da evde olduğunu söylediğinde onların evine yöneldim.
Kapılarının önüne geldiğimde Hira da bana yetişti. Ben kapıyı çaldım, Sahra açtı ve Hira ile içeri girdik. Tam salona öğrenmiştik ki, kapı bir daha çaldı. Merdivenlerden aşağı Rüzgar indi. Bir bize bir kapıya baktı. Ardından koşarak kapıyı açtı. İçeri Anıl ve Çağın girdi.
Anıl Hira'ya kısa bir an baktı. Çağın ile göz göze geldiğimde hemen gözlerimi kaçırdım. Rüzgar ile Hira göz göze kalmışlardı. Bu anı hemen Sahra bozdu.
"Abi, bana arkadaşlarının geleceğini söylememiştin."
"Sende bana söylememiştin."
Bende hemen lafa dahil oldum, "planlasak böyle olmazdı. Ne güzel bir araya geldik işte."
Hep birlikte salona geçip bir yere oturduk. İçeriyi büyük bir sessizlik kapladı. Görende cenazedeyiz zanneder.
"Ee, böyle duracak miyiz?" Dedim.
Sahra, "Evet, bir şeyler yapalım."
"Vampir köylü oynayalım mı? Hem kalabalığız." Diyerek ortaya fikir sundum. Herkes beğenince kağıt kalem getirildi ve oyun için hazırlanıldı.
İlk vampir Rüzgar olmuş ve kurban olarak beni seçmişti. Doktor ise Anıl'dı ve koruma olarak Hira'yı seçmişti. Kimin vampir olduğunu bulmaya çalışırken büyük bir kargaşa çıkmış ve sonuç olarak vapmiri Sahra zannetmişlerdi.
Oyun birkaç kez böyle tekrarlandıktan sonra herkes biraz yorulmuş bir şekilde sinesine çekildi. Fikir babası ben olduğum için az önceki gürültüden şikayetçi olamamıştım ama cidden başım ağrıyordu.
"Acıkmışızdır. Hadi bir şeyler yiyelim." Diyerek ayaklandı Hira. Ben ve Sahra'da yardım için kalktık. Ama oğlanlar sadece bize bakıyordu.
"E hadi, kalksanıza. Yardım edin." Dedi Sahra.
"Altı kişi mutfakta mı işleneceğiz?" dedi Rüzgar umursamaz bir ifade ile.
"Altı kişi çabucak hazırlarız. Kalkın." Diyerek Sahra Anıl'ın kolundan tutup mutfağa götürdü. Bizde arkalarından gittik.
Mutfağa geldiğimizde Anıl ve Sahra meyveleri çıkarıyordu. Çağın meyve sularını kattı. Rüzgar sandalyeye oturdu ve sadece baktı. Ben ve Hira kurabiye paketlerini açarken bir yandan da planı nasıl işleteceğimi düşünüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEKBUNUM (TAMAMLANDI)
Ficção GeralDÜZENLENECEK! Eski halini okumasanız daha iyi :)) "Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar; ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir." Yekbun'un muhteşem hikâyesi ise bir yolculuk ile başladı. Dertlerini, hayatını ve kend...