76. BÖLÜM

69 5 0
                                    

Hatam varsa affedin🦋

Çok olaylı bir bölüm. Hazırlıklı olun. Bölümü erken bitirince atmak istedim. Diğer bölüme daha başlamadım. Bugün yeni hikayeyi yazmak istiyorum. Onu daha ne zaman paylaşırım bilmiyorum.

İyi okumalarrrr 🌸 oy ve yorumlarınızı unutmayın.

*****

"Bırak artık kolumu!" tersleyerek sıktığı ve artık kızarmaktan da öteye giden tenimi ondan kurtarmaya çalıştım ama daha da sıktı ve beni bahçeden içeri soktu. Geldiğimiz yer, Anıl'ın çocukluğunu mahvettiği yerdi. Eviydi.

"Git bana viski şişesini getir." Dedi sandalye de sessizce, ruhsuz ve bakışları üzerimde dolanan kadına. Kadın içeri girerken karın bölgesine sert bir tekme indirdim. Tuttuğu ve morarttığı kolumu bırakıp eli karnına gittiğinde hızla ondan uzaklaştım.

"Bana bak!" dedi öfkeyle. Sert bakışlarımı kızaran yüzünde gezdirdim. "Ben o çıt kırıldım kadınlardan değilim. Haddini hesabını bil." Dedim nefretle yüzüne tükürerek.

"Benim evimde, kimse bana artistlik taslayamaz." Dedi iki büklüm olduğu yerden kalkıp üzerime doğru yürüyerek. Masanı yanında duran sandalyeyi alıp ona savurduğumda birkaç adım sendeledi. "Bana da kimse kendi mekanında ayar çekemez. Malın değilim ben senin!" diyerek sandalyeyi kafasına fırlattım.

"Ulan kendi isteğinle geldin buraya." Dedi başını koruyarak. Anıl'a yaptıklarının acısını çıkartacaktım.

"Seçenek sundun, tehdit ettin o***** ç******!" bu sefer masada duran bardağı fırlattım. Koluna çarpıp parçalandı. Çarpan yer kanamaya başladı.

"Ben şimdi sana gösteririm." Diyerek tekrar atıldığı sırada bahçe kapısı açıldı.

"Arif." Duyduğum sesle bakışlarım o yöne döndü. Amcam gelmişti. Bahçe kapısını kapatıp bize doğru yavaşça yürüdü. Bir yandan da çıkardığım yaygarayı seyretti.

"Yeğenimden uzaklaş." Dedi amcam sakin ve rahatsız edici ses tonuyla. Şerefsiz pezevenk geri çekildiğinde amcama öfkeyle bakıyordum.

"Ninen çok rahat bir uykuda sayende." Dedi amcam gülümseyerek. "Şahsen işleri zorlasaydın, senin yüzünden sevgili anneannemi kaybedecektik. Ah, annem ne kadar üzülürdü."

"Sen tam bir psikopatsın." Dedim onu süzerek. Ondan geri kaçacağım sırada kolumu sıkıca tuttu.

"Sende sevgiye muhtaç bir çocuksun hala." Dedi ve etimi parçalayacakmış gibi sıktı kolumu.

"Amacın ne pezevenk!" diye yükseldim.

"Cık, cık, cık. İnsan hiç amcasına böyle der mi?" dedi ve daha da gülümsedi. "Seni şahsen öldürecek olsaydım Yekbun. Bunu huzurla uyuduğun her gece, odana girdiğimde yapardım. Silah dayardım, boğazına yapışırdım, bıçaklardım ama ölüm kolay şey. Ben bunu istemedim."

"Derdin ne senin? Zemheri İyiki şuan hayatta değil. Böyle bir babası olmasından dolayı..." lafımı ortada bıçak gibi kesen yüzüme attığı tokat oldu. Şokla saçım savrulurken acıyla yanan yanağımı tuttum. Kolumu savurarak serbest bıraktı.

"Onu ağzını alma." Dedi burnundan soluyarak. "Ölen kızımın tek sebebi sizsiniz. Eğer o yaşasaydı biz şimdi böyle olmazdık. Senin güvende hissettiğin ve çok sevdiğin amcan olurdu. Ben böyle olmazdım. Her şeyin mimarisi sensin. Sen ve o çok sevgili ailen."

"Asıl her şeyin suçlusu sensin." Diyerek yerde duran cam parçalarından birini avucumda sakladım ve yerimden doğruldum. Ona doğru bir adım daha yaklaştım.

YEKBUNUM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin