Biz geldiiik
OY SINIRI 22
Yorum istiyorum. İyi okumalar!
Bölüm On Yedi: "İki, Üç, Yedi, Dokuz"
Üstüme dökülen buz gibi suyla araladım yavaş yavaş gözlerimi. Vücudum anında titremeye başladı. Başımı kaldırıp önümde kova ile sırıtan adama baktım.
"Uyan bakalım, küçük prens."
Ne olduğu, başımdan neler geçtiği yavaş yavaş yüklenirken ellerimi çekiştirtim ama tüm vücudum oturduğum sandalyeye bağlanmıştı.
Etrafımdaki diğer insanları da fark ettiğimde gözüme çarpan ilk kişi Dylan'ın babası oldu. "Naber avukat? Üç yumruğa bayıldın sen de hemen." Yere baktım başım öne düşerken.
"Ben bir şey yapmadım." diye fısıldadım boğuk sesimle.
"Sen çok şey yapıyorsun." Önüme geldi adım sesleri depoda yankılanırken. "Oğlum senin yüzünden acımasızlığını yitiyiriyor, onun bir kalbi yoktu ve sen ona bunu verdin. Onu zehirliyorsun."
Başımı salladım iki yanıma. "Anlamıyorum." Yarım saattir buradaydık ve yarım saattir dayak yiyordum. Hiçbir suçum olmamasına rağmen.
"Üstelik hainin tekine aşık. Evdeki hainin sen olmadığını anlamadık mı zannediyorsun?"
"Ben hain değilim!" diye bağırdım öfkeyle başımı kaldırıp gözlerine bakarken. Başka bir sopa darbesi karnıma indiğinde yüzüm buruştu, yaşlar boşaldı istemsizce gözlerimden. Titreyen dudaklarımı birbirine bastırdım, gözlerimi yumdum sıkıca.
"İtiraf et ve bitsin bu, sonra seni oğluma teslim edeyim." Başımı iki yanıma salladım. "İçindeki yılanı görmesi lazımdı."
"Ben bir şey yapmadım... Neden anlamıyorsun?" Gözlerine baktığımda önümde eğildi ve yanaklarımı kavrayıp gözlerini gözlerime odakladı.
"Sana doğruyu söyleyeyim, hain olup olmamam umrumda değil. Tek istediğim Dylan'ın seni hain zannetmesi, acıması yoktur. Hainleri anında öldürür, kim olduğunu bile umursamadan." İterek bıraktı yüzümü.
"Ve senin ölmen lazım. Dylan'ın senin yüzünden yumuşayıp, kendinden ödün vermesine izin veremem. Onun hayatında sevgiye ya da bir kalbe ihtiyacı yok. İnsnalar ondan acımasız olduğu için korkuyor ve ne elde ettiyse bu sayede elde etti."
Geri çekildiğinde başka bir sopa darbesi daha indi vücuduma. Sıkılı dişlerimin arasından bir inleme döküldü göz yaşlarım tekrar boşalırken.
"Başka bir şey deneylim o zaman," Telefonu tam önüme yerleştirip birkaç şeye bastı ve yanıma eğildi tekrar. "Sana kolay bir soru soracağım. Bilirsen, gitmekte özgürsün." Gözlerine baktım ve ilk başta ciddi olup olmadığını anlayamadım. Ama çarem olmadığı için başımı sallarken, sırıttı.
"Dylan'ın evindeki kasanın şifresi ne?"
İçimde yeşeren umut anında kaybolurken gözlerime de yansımış olmalı ki genişledi sırıtması. "Ne, yoksa bunu da mı söylersen hain oluyorsun?"
"Bilmiyorum." diye fısıldadım. Geri çekiliğinde koluma inen sopa ile inledim acıyla, kolumdan kötü bir ses geldi. Dudaklarımdan dökülecek olan hıçkırığı dudağımı ısırarak bastırdığı da, kanamaya başladı. Sessiz bir inleme döküldü acı ile kıvranan vücudum ile birlikte. "Bilmiyorum..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
killer in my bed •[bxb]
FanfictionKaranlık ve sırlarla dolu bir hayatı olan Dylan, hayatına almak zorunda kaldığı avukata daha önce hiç hissetmediği şeyler hissetmeye başlar.