KIMB -14-

3.1K 211 196
                                    

Arkadaşlar tamam çok güzel yorum yapıyorsunuz ama YORUM YAPANLARIN YARISI oy vermiyor. Mezuna kaldım, buna rağmen hâlâ iki günde bir bölüm atıyorum.

Bundan sonra "KIMB -13-" adlı bölüm de dahil OY SAYISI 22'Yİ GEÇMEDİĞİ SÜRECE BÖLÜM GELMEYECEK. Ben bir şeylerden fedakarlık veriyorsam, siz de küçücük bir yıldızı zor görmeyeceksiniz.

Şuana kadarki TÜM BÖLÜMLER 22 OY ve üstü olmadıkça bölüm atmayacağım.

Oy verip yorum yapanlara bir sözüm yok, kusura bakmayın. İyi okumalar.

Smut var












Bölüm On Dört: "İkinci Sevişme"

"Burdan." diyip Bennet kapıyı açtığında içeri girdim. Dylan'ın çalışma odasıydı, buraya bir kez geldiğimden biliyordum. Masanın başındaki sandalyede sigara içiyordu ve ince dumanlar kaplamıştı odayı. Bennet kapıyı kapattığında yanlız kaldık.

Dünden beri ona sinirliydim. Kendine hakim olamadığı için bana dokunmuştu ve beni de etkileyip yarıda bırakıp gitmişti. Gece eve geldiğimizde koltukta yatmasına anlam verebiliyordum, muhtemelen bana temas edip tekrar azmak istemiyordu balkonda olduğu gibi şerefsiz.

"Otur." dedi koltuğu gösterirken. Oturup sehpadaki dosyalara baktığımda sigarasını söndürürken o da yanıma oturdu. Elime aldım yavaşça en öndekini. "İmzala. Bundan sonra kişisel avukatım olacaksın." Gözlerine baktım şaşkınlıkla.

"Anlamadım?" Derin bir nefes aldı.

"Bundan sonra kişisel avukatım olacaksın ve sen ilgileneceksin benim davalarımla. Çünkü çoğu zaman işim oluyor hukuksal süreçlerle, en iyi sen bilirsin." Güldüm alayla.

"İstediğimi kim söyledi? Eninde sonunda tekrar hapse girdiğinde yanında ben de girmeye can atmıyorum, uyuşturucu paranla yaptığın şeyler için."

"Fikrini sordum mu?" dediğinde öfke ile ayağa kalkmaya çalıştım ama sertçe tuttu bileğimden. Beni tekrar zorla koltuğa oturttuğunda gözlerine baktım. "Seni bulaştırmayacağım. Sadece kişisel avukatım olarak gözüküyorsun, eğer hapse girersem senin hiçbir şeyden haberdar olmadığını söylerim. Tamam mı?"

"Sana güvenmiyorum." dediğimde dişlerini sıkarak bileğimi bıraktı sertçe.

"Thomas." Başını başıma yaklaştırdı. "Bana karşı çıkmayı bırak çünkü ikimizden biri ölene kadar benimle yaşamak zorundasın. Anladın mı?"

"Seninle yaşamak mı?"

"Ne sanıyorsun, burada oyun oynadığımızı falan mı?!" diye yüzüme bağırdığında gözlerimi koltuğa indirdim. "Oradan bakınca mafyacılık mı oynuyorum? Hayatının tehlikede olduğunu ne zaman sokacaksın buraya?!" Şakaklarıma vurdu iki parmağıyla.

"Bağırma." dedim dişlerimi sıkarak.

"Seni sadece ben koruyabilirim bundan sonra, anladın mı?" Gözlerime baktırttı çenemden tutup. "Kimsenin seni öldürmesine izin veremem. Çünkü sen öldüğün zaman, benim de işim biter. Ama çok zorlamak istiyorsan, benden yine kurtulabilirsin." Gözlerindeki korkutucu ifadeye bakakaldım korkuyla.

"Eğer benden kurtulmayı çok istiyorsan, seni kendim öldürürüm ve bu sadece onların benden daha çok korkmasını sağlar. Çünkü arkamdan sadece, "O kadar acımasız ki kendi sevgilisini gözünü kırpmadan öldürdü." derler. O yüzden bizi bu noktaya getirmeye çalışma." Öfke ile gözlerine baktım.

killer in my bed •[bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin