KIMB -66-

1.2K 107 138
                                    

Biz geldik. Bölüm geldikçe her şey yavaş yavaş yerine oturacak.

Yorum ve oy atmayı unutmayın. Sınır 50.

İyi okumalar aşklarım.




Bölüm Altmış Altı: "Yağmur Yağdığı Sürece"

Altı Ay Sonra

"Dylan." Başımı kaldırıp gözlerine baktım. Kollarımdaki bedeni kanlar içindeydi. Gülümsüyordu durumuna tezat bir şekilde. Çenesinden damlayan kanlar beyaz gömleğine bulaşıyordu. Göz yaşlarım birer birer çenemden ona doğru damlarken ne yapacağımı bilmiyordum.

"Beni seviyor musun?"

Gözlerimi nefes nefese hızla açtığımda tavanla karşılaştım. Nefes alış verişlerim yavaşladı ve bir süre sonra normale döndü. Elimle yüzümü sıvazlarken yatakta doğruldum ve örtüyü kenara ittim. Ardından istemsizce yatağın boş sol tarafına baktım.

Gözlerim bir süre öylece takılı kaldı. Neden çift yastık vardı bilmiyordum. Yatağın sol tarafı hiç kırışmamıştı. O tarafta yatamıyordum.

"Kabus mu gördün?"

Sesle birlikte irkilerek kapıya döndüğümde kapıya yaslanmış Jane'i görmemle sertçe yutkundum. Geldiğini hissetmemiştim bile, önceden hissederdim çünkü daha tedbirliydim, korumam gereken birisi vardı.

"Hayır." diye geçiştirdim onu. Kızıla boyattığı uzun saçlarını tek omzunda topladı ve birkaç adımda buraya gelip yatağımın kenarına oturdu.

"O yüzden mi ağlayarak uyandın?"

Şokla ellerimi yanaklarıma sürttüğümde elime bulaşan ıslaklığa baktım. "Ağlamadım, terlemişim." Bir şey demedi bir süre, ardından başını salladı. Kenardaki sürahiyi alıp bir bardak su doldurdu ve bana uzattı. Titreyen elime hakim olmaya çalışarak kurumuş boğazımı ıslattım.

"Ziyarete gideceğim. Gelecek misin?" Gözlerine baktım bir süre. Ardından olumsuz anlamda başımı salladım.

"Hayır." Derin bir nefes aldı.

"Seni özlemiş olmalı. Hiç gitmedin." Bardağı koydum kenara. Ayağa kalkıp camı açtım ve kenardaki paketimi alıp dudaklarıma bir dal götürdüm. Hızla yaktım.

"Artık beni özleyemez Jane." Esen rüzgar alnımdaki saçlarımı geriye uçuşturdu. Derin bir nefes çektim içime sigaradan. "Artık hiçbir duyguyu hissedemiyor." Bir şey demedi. Uzun süre yatağımda oturdu, ardından başını sallayıp çıktı odadan.

O çıktığında sigaramı bitirip giysi odasına ilerledim. Üstümü değiştirdim ama oldukça uzun sürdü, eski odamda kalmadığım için kıyafetlerimin yeri değişmişti ve bulmam uzun sürüyordu bu yüzden.

Aynaya baktım. Dağılmış saçlarıma. En son ne zaman aynada düzeltip çıktığımı hatırlamıyordum. Ellerim kirli sakallarıma gitti, hafifçe yanağımı kaşıdım. Berbat duruyordum. Önceden, benimle birlikte uyanırsa saçlarımı tarardı ve şekil verirdi. Bazen zar zor beni tıraş olmaya ikna edip kucağımda kendisi tıraş ederdi.

İlk giysi odasından, ardından odadan çıktığımda duvara yaslanmış Bennet beni gördü ve doğruldu. "Günaydın patron." Başımı salladım hafifçe, beraber aşağı yürümeye başladık.

Merdivenlerden inerken hafifçe ona çevirdim başımı. "Bir şeyler var mı?" Aşağı indiğimizde durdu. Söylemek ile söylememek arasında gidip geliyor gibiydi.

killer in my bed •[bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin