killer in my bed •[bxb]

KIMB -18-

Biz geldiiik

Dün de STAY YENİ BÖLÜM ATTIM, ona da bakmayı unutmayın.

Vote SINIRI 22

Yorum yapıp oy vermeyi unutmayın aşklarım. İyi okumalar!

Bölüm On Sekiz: "Beni Yakacaktı, Sen De Mi Beni Yakacaksın?"

"Bir daha mı yıkayayım?"

Saçlarımdaki su gözlerime damlarken başımı salladım.

"Ama mis gibi kokuyorsun." dediğinde bir şey demedim. Üçüncü kez köpüklemişti vücudumu ama hâlâ benzin kokuyordum. Saçlarımda ellerini dolaştırdı yavaşça ve doktora döndü hafifçe başı.

"Yıka, Dylan." dediğinde başını sallarken duş jelini döktü eline. Ardından tekrar küvetin içindeki bedenimi nazik hareketlerle yıkamaya başladı. Elleri her yerimi köpüklerken gözlerimi kapattım.

Saçlarımı da tekrar şampuanıyla yıkadı ve duruladı her yerimi. Suyu kapattığında gözlerimi açtım tekrar. "Geçti mi şimdi? Tertemiz oldun zaten."

"Geçti." diye fısıldadım. Artık benzin kokusu alamıyordum.

Küvetin oturduğu kenarından kalktı ve dolabı açıp uzunca bir havlu çıkarttı. Bana sarıp havlunu ucunu başıma örttü  ve odaya ilerleyip beni yatağa oturttuğunda gözlerine baktım. Doktor arkasını döndü.

Havlumu çıkartıp üstümü giydirmeye başladı bana. Gözlerim karnımı ve göğsümü kaplayan morluklara kaydı. Ardından aynadan kendime baktım, yüzümün de karnımdan bir farkı var gibi durmuyordu. Sağ kolumu alçıya aldıkları için kullanamıyordum. Burnuma tekrar benzin kokusu dolduğunda kesik bir nefes çektim içime. Dudaklarımın titremesini engelleyemedim.

"Ne oldu?" diye fısıldadı hızla. "Canın mı acıyor?"

"Benzin kokuyorum." diye titreyen sesimle fısıldadığımda eşorfmanımın ipini bağladı ve hafifçe yanaklarımı kavradı, gözlerine baktırttı gözlerimi.

"Hayır kokmuyorsun. Çok güzel kokuyorsun." İki yanıma salladım başımı yüzüm buruşurken. Benzin kokuyordum.

"Banyoya girelim. Benzin kokuyorum." dedim gözlerimin dolmasını durduramazken. Harelerini benden çekip endişe ile doktora döndüğünde dudaklarımdan bir hıçkırık döküldü.

"Tamam, tekrar yapalım banyo." Ayağa kalkmama yardım etti ve ağırlığımı yüklendi tekrar. Doktor suyu ayarlarken beni tutmaya devam etti.

Tekrar köpük dolu küvete girdiğimde, kenarına oturup kollarını sıvarken vücudumun her yerini eliyle özenle köpüklemeye başladı. Ardından saçlarımı yıkadı bir kez daha, durulayıp suyu kapattığında artık galiba benzin kokusu almıyordum. "Gitti mi şimdi?"

"Gitti." diye fısıldadım. Ayağa kalkıp kuru bir havlu çıkarttı ve yine havluya sarındım. Yine odaya geçtik, altıma bir şeyler giydirirken doktor yine başka bir şeylerle ilgilendi.

Yatağa oturup saçlarımın nemini aldı havlu ile nazikçe. Ardından onu da kenara bıraktı ve ıslanmasın diye alçıya sardığımız havluyu çıkarttı. Gözlerine baktım. "Şimdi uyumak ister misin? Doktor dinlenmen gerektiğini söyledi." Bir şey demedim. Ne hâle geldiğimi ve neden dinlenmem gerektiğini ben de çok iyi biliyordum.

Hastaneye gitmiştik. Kaburgamda iki çatlak vardı. Midem ezilmişti ve sağ kolum da çatlamıştı. Sağ yüzük parmağım da kırıldığı için sağ kolum baştan aşağı alçılı bir haldeydi. Doktor beyin sarsıntısı ve tramva geçirdiğimi söylemişti. Ve dinlenmem gerektiğini.