KIMB -29-

2.6K 152 178
                                    

Biz geldik

Deprem oldu, umarım yakın zamanda her şey tekrar düzelir.

Oy sınırı 22

Vote atmayı ve yorum yapmayı unutmayın,

İyi okumalar!

Bölüm Yirmi Dokuz: "Flörtleşmek"

Victoria'nın aramıza karışmasından nefret ediyordum.

Kapının kapanma sesi geldiğinde dudaklarım titremeye başladı. Cidden beni burda bırakıp, onu eve götürmeye gittiğine inanamıyordum. Birkaç damla gözümden düştüğünde elimi silmek için kaldırmıştım ki salondaki bir adamı engel oldu. "Thomas Bey, eliniz kanıyor. Yapmayın."

Diğer elimle sildim göz yaşlarımı. Burnumu çekip yeri izlemeye başladım. Onun gözünde değerim bu olmalıydı. Kullanıp attığı başka birisinden ibaret olmak istememiştim ama öyle gibi duruyordu. Son hareketi ile.

Göz yaşlarımı başımı eğip adamından sakladığımda kapının açılma sesi geldi. Ardından adım sesleri salonu doldurdu ve önümde eğildi birisi. "Çok mu acıyor bebeğim?"

Sesini duymamla başımı kaldırdım ağır ağır. Endişeli kahverengi gözleri gözlerimde dolaşırken cam parçalarının battığı elimi tuttu nazikçe. Yanıma oturup bana yaklaştığında başımı kaldırdım.

"Sen Victoria'yı..."

"Oscar götürecek. Ona da oldukça güveniyorum. Seni böyle bırakamazdım." Elini kaldırıp göz yaşlarımı sildi. "Çok mu acıyor?" Yumuşak ses tonu ile kafamdaki tüm olumsuzluklar silinirken başımı salladım. Ona ağlamamıştım ama gözlerindeki şefkat dolu ifadeye ihtiyacım vardı.

"Kıyamam sana." Kollarının arasına çekti beni. Başımı yan bir şekilde göğsüne yasladım elimi bacağıma bırakırken. "Ağlama hadi, gelecek birazdan doktor. Aradım." Saçlarımı okşayıp küçük küçük öpmeye başladı.

Koltuk altlarımdan tutup beni kaldırdı ve kucağına oturttu. "Neden dikkat etmiyorsun?" Saçımı ağır ağır kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Benim suçum değil ki." dedim burnumu çekerken. Yanağımda kalmış birkaç damlayı sildi ve yüzümü iki eliyle kavrayıp gözlerimi kuruladı baş parmaklarıyla.

"Tüm bardakları atın eski olan. Yenisini sipariş verin." diye bana bakarken adamıyla konuştuğunda başını sallarken çıktı odadan. Dylan tek kolunu belime sarıp kendine çekti kucağında beni.

"Doktor gelsin, sonra uyuyalım tamam mı?" Nedenini sorgularcasına gözlerine baktığımda yanağımı okşadı. "Yarın işlerimiz var. Erken kalkacağız." Başımı salladım.

"Benimle uyuyacaksın. Değil mi?" Başını salladı hızla. Onun sıcak kollarına ve geniş göğsünde yattığımda gelen güven hissine ihtiyacım vardı.

"Bu konuyu artık aştığımızı düşünüyorum."

Dudaklarıma ufak bir öpücük bıraktı ve ben başımı tekrar omzuna koydum. Saçlarımı okşarken o şekilde, doktoru beklemeye başladık.

•••

Dylan'ın özel jetindeydik ve Almanya'ya gidiyorduk. Yol aşırı fazla uzundu ve biz çok erken kalkmamıza rağmen, akşama doğru binmiştik uçağa. Doğuya gittikçe hava açılıyordu ama bizim orda gece olduğu için çok uykum vardı.

killer in my bed •[bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin