Biz geldik.
Yorum ve oy vermeyi unutmayın. Sınır 50.
İyi okumalar!
Bölüm Altmış Bir: "Etkinlik"
Dosyalarımı daha sıkı tutup binadan çıktım müvekkilimle. Bana döndü ve gülümseyerek elimi sıktığında gerginliğime rağmen ona gülümseyerek karşılık verdim.
"Teşekkür ederim Bay Thomas. Siz olmasanız kazanacağımıza dair umudumuz çok düşüktü."
"İşim bu, teşekkürler." dedim gülümseyerek.
"Kendinize iyi bakın." Bıraktı elimi.
"Siz de." dedim ve arabasına binip uzaklaşmasını izledim. Ardından elimdeki dosyaları Ryan'a uzattığımda hızla aldı benden.
"Bunları şirkete götür." Rüzgar esince etrafta kiraz çiçeğinin yaprakları uçuştu. Ryan saçlarımı işaret etti yavaşça.
"Şuranıza yaprak düştü." Gösterdiği yere elimi koyup almaya çalıştım ama gelmedi elime. "Şurası." Bulamadım ve sinirle bir nefes çektim içime.
"Şurası şurası diyene kadar alabilirsin Ryan." dediğimde sertçe yutkundu ve bana yaklaştı yavaşça. Başını eğip fısıldadı.
"Ama Bay Thomas." dedi. "Beni öldürecekmiş gibi bakıyorlar." Gösterdiği yere döndüğümde yüzlerindeki aynı ifade ile Ryan'a bakan Dylan ve adamlarını gördüm. Kaşlarım biraz daha çatıldı.
"Al şunu artık saçımdan!" diye sinirle ona döndüğümde hızla aldı ve yere attı. Ofladım derince, etrafımdaki herkes beni delirtmek üstüne oynuyordu.
"Patron." Ashton'un sesini duyduğumda onlara döndüm tekrar. Kaşları çatılı Ryan'a bakıyordu. "Saçına dokundu. Ne yapalım?"
"Alın depoya."
"Dylan!" dedim sinirle. Ryan'ı arkama çektim. "Konuştuk bunları, delirtecek misin sen beni?"
"Onlar da benim gibi düşünüyorsa," dedi adamlarını işaret ederken hızlı bir ek hareketiyle, "Haksız olan sensindir. Bu kadar kişinin bir bildiği olmalı." diye tamamladı.
"Onlar da senin gibi düşünüyor çünkü hepiniz mağara adamısınız." dedim dişlerimi sıkarak. Ryan korkuyla kulağıma eğildi.
"Galiba beni hiç sevmiyorlar Bay Thomas."
"Hadi ya!" diyerek ona döndüm. Yüzüme sahte bir şok ifadesi yerleştirdim. "Sen benimle dalga geçiyorsun, ciddi olamazsın!" Gözlerini kaçırdı. Derin bir nefes alıp yüzümü sıvazladım. İçeride gerilmiştim ve gerginliğim şimdi yansıyor olmalıydı.
"Git hadi Ryan. Şirkete." Başını sallayıp koşar adımlarla arabasına bindi ve muhtemelen hız sınırını aşarak sürmeye başladı. Adamı nasıl korkuttularsa alacağı cezayı tercih ediyor olmalıydı.
Dylan'a baktım kaşlarım çatılı. "Gelmiyorum seninle." diyip başımı dikleştirdim ve yürümeye başladım. Yüzünde, "Ben yine ne yaptım?"ın çaresizliği oluşurken arkamdan geldi hızla.
"Ya almadım depoya, niye tirip yiyorum?" Kolumdan tutup beni durdurdu ve kendine çevirdi. "Olmaz. Boşuna yapıyorsun şuan, hakkını harcama."
"Ne hakkı?" diye sordum anlamamışçasına. Sırıttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
killer in my bed •[bxb]
Fiksi PenggemarKaranlık ve sırlarla dolu bir hayatı olan Dylan, hayatına almak zorunda kaldığı avukata daha önce hiç hissetmediği şeyler hissetmeye başlar.