KIMB -56-

1.5K 131 214
                                    

Bölüm oldukça uzun çünkü düğün bölümü.

Smut da var arada. Ve hafif Peaky Blinders esintileri.

Sınır 50.

Oy verip yorum atmayı unutmayın. İyi okumalar!

YILDIZA BAS

















Bölüm Elli Altı: "Düğün"

"Elindeki Bennet'ın telefonu mu?"

Dylan'a baygınca bir bakış attım ve video kısmını açtım telefondan. Yarın Bennet'ın düğünü olacaktı. Ben de bir gün önceden belgesel çekmeye başlamıştım. Benim şarjım yoktu, Dylan'ın hakkında yapacağım yorumlar yüzünden videonun Dylan'ın telefonunda olmasını da istemiyordum. O yüzden tek mantıklı seçenek Bennet gelmişti. Telefonunu şarja taktığı anda aşırı ve ultra gizlice almıştım, galiba görmüştü aldığımı ama beni bozmamak için sesini çıkarmamıştı. Acil bir durum olursa diye parmak izim telefonunda kayıtlı olduğundan istediğimi yapabiliyordum.

"Sus, belgesel çekeceğim." derin bir nefes alıp hazırlıkların yapıldığı bahçeye çıktığında videoyu başlattım ve ilk olarak kendime çevirdim.

"Bugün üç mart ve yarın Bennet'ın düğünü olacak. Kimse bu görevi üstlenmediği için ben üstlendim. Ama daha çok, mafya dolu bir evde ben ve çevremle olan ilişkimi anlatacak bir video olmasını düşünüyorum." Kamerayı çevirip Dylan'a zoom yaptım yavaşça. Adamlarına ciddi yüzüyle bir şeyler söylüyordu ve çok havalı duruyordu. "Bu Patron. Buradaki tüm adamların Patron'u. Oldukça sert ve korkunç gözüktüğüne bakmayın, aslında çok tatlı biridir. Yani bana karşı." Saçları uzadığı için hafifçe yüzüne düşüyordu.

Tanrım, beni bu görüntü çok kötü etmişti.

"Aynı zamanda benim sevgilim ve nişanlım oluyor." Zoomu düğün için tıraş ettiği yanağını kaşıyan eline yaptım. Yüzüğünü çektim. "Bende de aynısı var." Ardından kendi elimi çekip ona odaklandım tekrar. "Çok yakışıklısın Dylan."

Tamam, video komple Dylan belgeseline dönüyordu.

"Her neyse. Nişanlıma fazla bakmayın." Kemeranın açısına Bennet'i aldım, Dylan'ı dinliyordu. "Bu biraz gergin gözüken adam, Bennet. Kendisi düğünün sahibi. Açıkçası onun hakkında çok teorim var." Onlardan ayrılıp eve yürümeye başladığında kemara ile onu takip etmeye başladım. "Adam kesmediğini söylüyor ama dün gece uyanıp su içmeye kalktığımda, onu elleri kanlı bir şekilde içeri girerken gördüm. Diğer elinde de balta tarzı bir şey vardı." İçeride birkaç adamla konuşmaya başladığında duvarın arkasına geçip yüzüne zoom yaptım.

"Bana sadece ketçap olduğunu ve uyumam gerektiğini söyledi. Bu arada Patron'dan sonra evde sözü geçen ikinci kişi. Yeni bütün adamların başındaki adam gibi düşünün siz." Gözleri birden kameraya odaklandığında hızla geri çekildim ve duvarın arkasına saklandım. Kendime çevirdim kamerayı. "Az daha yakalanıyordum. Adam kesiyor olabilir ama çok tatlı bir insan. Yani, benimle sürekli dalga geçmese daha iyi anlaşabilirdik." Evden çıkıp Oscar'ı aramaya başladım.

Arka bahçede onu Fluffy'i severken gördüğümde kamerayı ona çevirdim hızla ve zoom yaptım. "Bu Oscar. Kalıplı durduğuna bakmayın, o çok duygusal ve temiz kalpli bir insandır. Bazen Dylan ona kızdığında ağlıyor. Yumuşacık bir kalbi var, Fluffy'i sevişinden anlayabilirsiniz." Gülümseyerek bana döndü.

"İyi günler Bay Thomas!" diye el salladığında ben de ona salladım genişçe gülümseyerek.

"İyi günler Oscar!" Tekrar Fluffy ile uğraşmaya döndüğünde tekrar hazırlıkların olduğu ön bahçeye geçtim ve dedikodu çetemi aramaya başladım gözlerimle. Mutfakta bulduğumda oraya yürümeye başladım.

killer in my bed •[bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin