KIMB -64-

1.1K 121 115
                                    

Arkadaşlar bugün atılan bölümü okuduysanız unutun, onu uzun zaman önce yazmıştım ve hesap bende değildi. Arkadaşım yanlışlıkla eski halini atmış. Karıştırmış.

Yani iki bölüm oldukça farklı konuda. Tekrar okumanız gerekiyor yoksa bütünlüğü anlamazsınız.

Yorum atmayı unutmayın. Oy SINIRI 50.

İyi okumalar!





















Bölüm Altmış Dört: "Bir Hain İçin Güzel Sözler"

Aynada kendime baktım.

Bembeyaz tenim ve artık simsiyah saçlarımla ölü gibi duruyordum. Bennet'den rica ettiğimde eve ilgilenecek birini getirmişti. Saçlarımı ensemin hizasında kestirmiştim ve siyah yapabileceğini söylediğinde kabul etmiştim. Bana yakışacağını söylemişti.

Yakışması umrumda değildi. Dylan sarı saçlarımı çok sevdiği için siyaha boyatmıştım. Ona çok kırgındım. Artık güzelliğimi görmesin istiyordum. Gözlerinde bir değerimin kalmamasını istiyordum. Hiçbir açıdan. Böylece beni öldürürken hiçbir şey hissetmezdi, gözlerinde artık bir yabancı olursam.

Bennet, Dylan'ın kolyemden beni bulacağını ve konuşmaya geleceğini söylemişti, başka hiçbir şey alamamıştım ağzından. Ne desem bilmiyordum artık. Bana inanmayan adam, Bennet'in anlatacağı neye inanacaktı ki?

Ormanın içinde tek katlı bir evdeydik. Derin bir nefes alarak salonun camının yanındaki koltuklara oturdum ve ön bahçeyi izlemeye başladım. İçimde kocaman bir dert bulutu vardı ve geçmiyordu. Nedeni belliydi ama canımı sıkmaya başlamıştı bu olanlar artık. Dayanamıyordum ve pes etmemeye çalışıyordum. Ama ne kadar daha böyle gider, hiçbir fikrim yoktu.

Bahçeyi izlemeye devam ederken orman yolundan gözüken araba ile kaşlarım çatıldı. "Bennet, birisi..." Araba içeri girip bahçeye, Bennet'ın çarpmanın etkisiyle önü yamulmuş arabasının yanına park ermesini izledim. Tanıdık arabanın kimin olduğunu biliyordum. Dylan gelmişti.

Arabadan indi ve gözleri evde dolaştı ilk. Ardından cam kenarında, koltukta oturan beni bulduğunda gözlerine bakmaya devam ettim, çekmedim. O da bana baktı.

"Thomas." Omzuma konulan elle ben böldüm bakışmayı. Başımı Bennet'e çevirdim. "Ben dışarıda konuşacağım." Onu ufak bir kafa hareketi ile onayladığımda gülümsedi ve ceketini alıp çıktı evden. Dylan'ın yanına gitti ve çardağa yürümeye başlamalarını izledim. Oturdular ve konuşmaya başladılar. Dizlerimi koltukta kendime çekip kollarımı sardım ve başımı yasladım. Gözlerimi onlardan çekip evin içini izlemeye başladım.

Bir yarım saat sonra evin kapısı anahtar ile açıldığında bozmadım pozisyonumu. "Sana çok kızdı mı? Gidebilirsin Bennet, ben başımın çaresine bakarım." Dolu gözlerimi yere indirdim. "Beni korumana gerek yok. Dylan beni öldürüp çektirdiği eziyeti bitirecek gibi durmuyor."

Ses gelmediğinde başımı çevirdim oraya yavaşça. Bennet'ın yanında gördüğüm kişi sertçe yutkunmama neden oldu. Gözlerinin siyah ve öncekine göre daha kısa olan saçlarımda dolaşmasını izledim. "Patron sizinle kalacak." dediğinde şaşkınlıkla ona baktım ama güven verici bir şekilde baktı gözlerime. Başımı salladım. "Benim Elenore'un yanına gitmem gerekiyor."

killer in my bed •[bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin