Biz geldik.
Thomas'tan.
Oy sınırı 60. Yorum sınırı da 70. İyi okumalar aşklarım!
Bölüm Seksen Altı: "Teşekkür"
Ameliyattan Beş Ay Sonra
Evden çıkmadan önce aynada kendime baktım ve derin bir nefes içime çektim. Bundan her ne kadar nefret etsem de, doktor sabahları biraz koşmamı söyleyip duruyordu. Fizik tedaviye oldukça yardımcı olacağı için. Neredeyse tüm fonksiyonlarımı geri kazanmıştım ama koşmanın bunda etkili olup olmadığından emin değildim. Bence kurşun çıkınca her şey direkt düzelmişti. Sadece ilk bir iki hafta, uzun zamandır yürümediğim için alışma süreci olmuştu. Onun dışında kalan günlerde, eskisi gibiydim.
Altımdaki şorta baktım dudaklarımı hafif büzerek. Ardından aynadaki uykulu ifademe. Daha işe gidecektim ve oldukça geç yatmıştım, hiç içimden gelmiyordu. Anahtarımı alıp evimden çıktım ve kulaklığımı takip hafif bir tempoda koşmaya başladım.
Üstümde askılı bir siyah tişört vardı. Hava hafif serin olmasına rağmen koştuğum için üşümüyordum. Cebimden çıkardığım bandanayı koşmaya devam ederek saçlarıma geçirdim ve bomboş olan parka girdim. Tabi bankta uyuyan birkaç ayyaşı saymazsak.
Oldukça uzun olan parktan dakikalar sonra çıkıp koşmayı bitirmek üzere, her gün izlediğim yolun üstündeki ara sokaklardan birine girdim. Her sabah, istisnasız izlediğim yol buydu. Bana doğru karşıdan gelen, genelde buralarda takılan evsiz adamı gördüğümde yanından geçip gitmeye kararlıydım ki konuşmasıyla durdum.
"Hey, ne güzelsin."
Ayaklarım dudaklarını kıpırdatmasıyla istemsizce durduğumda, yarım yamalak anladığım cümle ile kulaklığımı çıkarttım. "Pardon, ne söylemiştiniz?" diye sorduğumda adam gülümsedi. Sarhoş olduğunu anlamam birkaç saniye sürdü.
"Çok güzelsin, birkaç kişi erkeklerden hoşlandığını söyledi. Biraz benimkini da kavramak ister misin?" Şaşkınlıkla yüzüne bakarken benim gay olduğum ona nasıl gitmiş bilmiyordum. Gözlerimi kalıplı vücudunda gezdirdim, kesinlikle uğraşabileceğim bir tip değildi. Yanından sessizce geçsem daha iyi olurdu.
Geçip gitmeye çalıştığımda eli bileğime sarılmasıyla şokla gözlerim ona döndü. "Kimseyi umursamaz mısın böyle güzelim?"
"Bırakır mısın?" Kolumu çekmeye çalıştığımda bileğimi sıktı. "Bırak dedim!" diye bağırdım dişlerimi sıkıp.
"Bağırma amına koyiyim." Duvara doğru beni ittiğinde sırtım sertçe çarparken istemsizce yüzüm buruştu. Yana kaçmaya çalıştığımda önümde bitmesiyle duvara yapıştım. Kollarını iki yanımdan duvara yaslayıp yüzünü yüzüme yaklaştırdığında alkol kokusuyla başım sağa döndü. Leş gibi kokuyordu.
"Çekil dedim. Ne yapıyorsun?" Ellerimi göğsüne yaslayıp sertçe itmeye çalıştım ama işe yaramadı. Çok dibimde olduğu için yeterince gücümü uygulayamıyordum. "Bırak."
"Sadece biraz sıvazlasan yeter." Titreyen gözlerimi gözlerine çıkarttım korkuyla.
"Lütfen, istemiyorum. Bu yaptığın su-"
"Neden, erkekler azdırmıyor mu seni işte?" Elimi tuttu sıkıca ve çırpınmalarım işe yaramadı. Şuan öfkeli olmamın bir mantığı yoktu. Sadece onu ikna edip, hiçbir şey yaşamadan eve gitmek istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
killer in my bed •[bxb]
FanfictionKaranlık ve sırlarla dolu bir hayatı olan Dylan, hayatına almak zorunda kaldığı avukata daha önce hiç hissetmediği şeyler hissetmeye başlar.