KIMB -75-

1K 111 98
                                    

Biz geldiiik

Oy sınırı 50. Yorum yapmayı unutmayın, iyi okumalar!

Sadece bir kişiden yorum gelmesini istemiyorum.






Bölüm Yetmiş Beş: "Doktor"

Dylan'dan

"Dur! Yalvarırım!" Ağzına biraz daha asılıp penseyi dişine yasladım. "Dur! Konuşacağım, ne olursun dur!"

Elimi ağzından çekip bir adım geri çıktım. Yüzü kanlar içinde olan babam başını nefes nefese aşağı eğdi. Gözleri genişçe açılmış, vücudunda histerik bir titreme vardı.

"Sana yardımcı olayım baba." Penseyi masaya fırlatırken Bennet elimdeki kan olmuş siyah eldivenleri çıkarttı. Sandalyeye oturdum karşısındaki. "Thomas'ı öldürmemi sağlayarak, kafayı yememi istedin. Gücümü kaybetmemi. Bu kadar çok güç isteyen senin, bundan vazgeçmeyeceğini biliyorum. Ama artık bir şeyleri yönetmek için ne kadar yaşlandığının da farkındayız. Ben aklımı kaybettikten sonra, benim yerime koyacağın, yerime geçmek isteyen kimdi?"

Ortada tehtid unsuru vardı. O kişinin benden nefret edip etmediğini bilmiyordum ama kesinlikle yerime geçmek istediğinin farkındaydım. Öğrenip, ortadan kaldırmam lazımdı. Thomas'ı bir kez daha tehlikeye atamazdım.

Vücudundan damlayarak kan gölü oluşturmuş sandalyesini izledi bir süre. Ardından artık tanıyamadığım yüzüyle bana döndü, sağlam tek gözünü gözlerime dikti. "Onu öldürmeyeceğine söz ver." Gözlerinden düşen yaşları gördüğümde kaşlarım çatıldı.

"Ne saçmalıyorsun sen?" dedim şaşkınlıkla. Onun ağladığını abimin ölümünden sonra ilk kez görüyordum.

"Hiçbir şeyden haberi yok... Lütfen öldürme..." Başını eğdi ve depodaki herkesi şok içinde bırakarak hıçkırarak ağlamaya başladı. Bennet ile bakıştık. Ayağa kalkıp önünde durdum ve penseyi aldım. Çenesine baskı yaparak başını kaldırmasını sağladım. Pis kanının kapladığı yüzüne çıplak ellerimle dokunmak istemiyordum.

"Ağlamanın sana bir yararı olmayacak." dedim genişçe sırıtarak. "Kimi öldüreceğime ben karar veririm. Onca yılda şunu hâlâ anlayamadın." Korkuyla gözlerime baktığında gülmeye başladım istemsizce. "Devam edelim istiyorsan." Elimi Bennet'a uzattığımda yeni siyah eldivenleri verdi. Babamın korkuyla tek gözü genişledi.

"Abin yaşıyor!"

Yüzümdeki sırıtma silinirken elimi aşağı indirdim. Ne saçmalıyordu bu? İşkence yüzünden aklını falan kaybetmiş olmalıydı çünkü iyicene saçmalamaya başlamıştı.

"Sinirlenmeye başlıyorum." dedim dişlerimi sıkarak. Sertçe yutkundu. "Zamanımı senin gibi bir adama harcamak zaten yeterince kötüyken bir de boşu boşuna bana harcattırıyorsun." Penseyi yüzüne öfkeyle geçirdiğimde yüzü sağa döndü ve yere ağzından bir diş tükürdü. "Delirtme beni."

"Daha..." Öksürük krizi tuttu. "Daha ne kadar delirebilirsin ki?" Başka bir öksürük krizine girdi. Pense ile yüzünü tekrar bana çevirdim.

"Söyle, yerime geçmek isteyen kim?!" diye bağırdım. Sıkılmaya başlamıştım. Acı çekmesi beni eğlendirse de sinirime dokunmaya başlamıştı.

killer in my bed •[bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin