KIMB -34-

2.3K 161 167
                                    

Biz geldik.

Oy SINIRI 30.

Yorum atmayı da unutmayın. İyi okumalar!















Bölüm Otuz Dört: "Ne Victoria'yı, Ne De Başkasını Seviyorsun"

Balkona kahve yapacağımı söylemek için çıkacaktım ki duyduğum sesler ile durdum, Jane ile Dylan konuşuyordu. Oda karanlık olduğu için beni göremiyor olmalılar ki, susmadılar.

Güldü Dylan, "Victoria'ya aşıkmışım." dedi dalga geçer gibi. Ablasının da güldüğünü duyduğumda kaşlarım çatıldı. "Aptal sarışın." Gözlerimi devirdim ve yere oturup, sırtımı duvara yasladım. Onları dinlemeye başladım, benim hakkımda dedikodu yapıyorsa sonra bunun hesabını ona soracaktım ve her şeyi duyduğum için mal olacaktı.

"Beni nasıl görüyor gözünde, bilmiyorum." diye devam ettiğinde ellerimi gözlerime diktim hafif dudaklarım büzülü. "Galiba kalbimin olmadığını düşünüyor, ettiği laflara kırılmayacağımı. O kadar ağır konuşuyor ki bazen, sesimin titrememesi için kalkıyorum yanından."

Dylan'ı o şekilde düşünemiyordum. Benim bile canım acımıştı onun bu laflarını duyunca. Bir daha öyle ağır cümleler kurmamaya kendi kendime söz verdim.

"Belki de ona ilk tanıştığımızda şerefsiz gibi davranmasaydım, biraz da olsa anlayış gösterip sürekli kalbini kırmasaydım daha farklı olabilirdi. En azından nefretle bakmazdı gözlerime." Derin ve sessiz bir nefes çektim içime. Gözlerine ne kadar nefretle bakmaya çalışsam da olmadığından bir haberdi.

"Değiştin ama." dedi ablası. "Seni çok değiştirdi."

"Değiştim." Karanlıkta parlayan sigara izmaritini aşağı fırlattı. "Ama o görmüyor." Sertçe yutkundum. Çok değişmişti. Önceden lafımın altında kalmaz ve bir şekilde kavga ile sonuçlanırdı her şeyimiz. Şimdi ben konuşuyordum, eski o gibi, acımasızca. Ve o da eski ben gibi susuyordu. Kabulleniyordu. Onun acımasızlığını neden kendime kabullenmiştim, bilmiyordum.

"Neden söylemedin?" dedi ablası. "Sana o kişinin kim olduğunu sorduğunda?"

"Benden daha fazla nefret etmesini istemedim." dedi. "Bir de onu sevdiğimi söylersem artık yanına yaklaştırmaz beni. Dayanamam. Ve onu da tehlikeye atamam."

Kalp atışlarım hızlanmaya başladı. Ben her şeyi şuan yanlış anlıyordum, değil mi?

"Birbirinize aşık olduğunuzu söyleyeceksiniz diye daha fazla tehlikeye batamazsınız, bu aranızdaki şey başladığında en dibe batmıştınız zaten."

"Ne diyeyim Jane?" diye sinirli sesini duydum. "Çıkıp "Sana köpek gibi aşık oldum avukat." mı diyeyim? Sonra da yüzüme geçirir zaten tokadı, sen bana aşık olma hakkını kendine nasıl layık görüyorsun der."

Gözlerimi kırpıştırdım şokla.

Bana aşıktı. Victoria'ya ya da başkasına değil.

"Thomas öyle bir çocuk değil, o da seni seviyor."

"Seviyormuş." dedi Dylan. "Boşver abla. Unuturum, zor bir şey değil." Geriledim kapıya doğru sessiz adımlarla. Tam çıkacaktım ki söylediği şey ile durdum.

"Gözlerinde bana karşı ara sıra oluşan sevgiyi görmem bile yetiyor, elimden çekip alınmasını istemiyorum."

Kapıyı yavaşça çekip odadan çıktım ve merdivenleri indim hızla. Bahçeye çıkıp banklardan birine hızla oturdum. Utanmıştım, onu böyle gizlice dinlediğim için.

killer in my bed •[bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin