Biz geldiik
Oy SINIRI 30
Yorum ve vote atmayı unutmayın. İyi okumalar.
Bölüm Otuz Beş: "Beni Sevmeni Yasaklıyorum"
Hava karanlıktı ve boş bir arazide adamları ile yürüyorduk. Bir depoya gittiğimizi söylemişti. Ne aradığını sorgulamamıştım, sorgulamak da istemiyordum zaten. Sadece onun yanına takılmak istemiştim.
Bugün onun gibi giyinmiştim. Üstümde takım elbise ve uzun bir kaban vardı, onun da. Başı tekrar bana döndü, dudakları kıvrıldı. "Yakışmış." Kalp atışlarım hızlandı.
Beni sevdiğini öğrendiğimden beri küçücük bir davranışı bile kalbini hızlandırıyordu. Boğazımı temizledim. Çocuğu gibi duruyordum ama bunu söylerse muhtemelen küfür edip söve söve yanından gideceğini bildiğim için susuyor olmalıydı.
"Teşekkür ederim."
Dudaklarımdaki kıvrılma büyürken kolunu omzuma atıp kendine çekti beni, yürümeye devam ettik. Başını hafif eğip gözlerime baktı. "Birisini almaya gideceğiz, başkalarından. Olabildiğince sessiz kalmanı istiyorum. Tamam mı?"
"Kimi?" dediğimde derin bir nefes aldı.
"Beni hapse atan kişinin sekiz aydır peşindeyim ama en ufak bir ipucu bulamadım. En yakın arkadaşımı öldürdüler ve üstüme suçu atıp yüklü bir teslimat kaçırdılar benden." Öfkeli gözlerini ileri dikti. "Bu muhbir çok işime yarayacak, intikamımı alacağım. Bunları yapan kişiden." Başımı salladım ve sonunda depo gözüktü.
Dylan'ın adamları etrafa dağılırken birkaç adamı ile birlikte içeri girdik. Burnuma gelen keskin kan kokusu ile kaşlarım çatıldı, ardından ışıklar açıldığında yanan gözlerimi kırpıştırdım. Gözlerim etrafa alıştığında gördüklerimle vücudum titredi.
Kesik bir nefes içime çekerken etraftaki kanlı görüntüye baktım.
"Kahretsin!" diye bağırdı Dylan öfke ile. Nefes alış verişlerim hızlanırken gözlerimi yan yana dizilmiş ve vurulmuş onlarca ölü adamdan alamıyordum. "Bulun bunu yapanı!" diye bağırdı.
Geriye doğru adım attım çünkü midem bulanıyordu ve korkuyordum. Bakışları beni bulduğunda öfkeli gözlerinin yerini endişeli bir hâl bürüdü. Ona arkamı dönüp koşarak depodan çıktım dayanamayacağımı anladığımda.
Çimenlere diz üstü çöküp kusmaya başladığımda dışarıdaki adamlarının bakışları bana döndü. Adım sesleri duydum bana yaklaşan, yanıma eğilip elini uzattığında ittim elini. Bir şey demedi.
Nefes nefese kendimi durdurabildiğimde midemde hiçbir şey kalmamıştı zaten. Dylan'ın yanımda olmasını umursamadım uzun bir süre kendime gelmeye çalışırken. Cebimden çıkarttığım peçete ile ağzımı sildim ve nefes nefese karanlık araziye baktım. Dünyanın daha önce hiç şahit olmadığım kötü yüzünü görüyordum ve bu korkunçtu. İnsanlar birbirini öldürüyordu.
"İyi misin?" diye fısıldadı.
"Hayır."
Bu görüntüleri nasıl aklımdan sileceğimi bilmiyordum. Monotonlaşmış gibi hissediyordum. Korkmuş ve sakin. En zıt duygular şuan içimdeydi ve durgunlaştırmıştı beni.
"Eve gidelim mi?"
"Evet." dedim. Burada biraz daha kalmak istemiyordum.
Ayağa kalktığımda çoğu adamının dışarıda olduğunu ve bana baktığını fark ettim. Gözlerimi kaçırıp hızlı adımlarla yürümeye başladım arazide. Çok fazla büyük kaya olduğu için arabaları sokamamışlardı ve uzun bir yolu yürüyerek gelmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
killer in my bed •[bxb]
FanfictionKaranlık ve sırlarla dolu bir hayatı olan Dylan, hayatına almak zorunda kaldığı avukata daha önce hiç hissetmediği şeyler hissetmeye başlar.