KIMB -48-

2K 165 87
                                    

Aşırı uzun bir bölüm oldu, bir daha olmaz vöxöcödöv

Oy vermeyenleri...

Sınır 50.

Yorum da istiyorum. İyi okumalar aşklarım.

Dinlene dinlene okuyun.

Genel bir sıkıntı var galiba, yorum yapılamıyor. Sıkıntı değil, iyi okumalar.














Dorian Gray'in Portresi*: Oscar Wilde'ın bir kitabı.

Bölüm Kırk Sekiz: "Dorian Gray'in Portresi"

Dylan dikkatli bir şekilde, krem rengi yarım kollu gömleğimin düğmelerini iliklemekle meşguldü. Ben de büyülenmiş bir şekilde ona bakıyordum. Üstüne oldukça güzel gözüken bir takım elbise giymişti ve içinde smokin vardı. Kravatını da taktığında tam anlamıyla karizmadan ölmek üzereydi. Kirli sakalları ve hafif dağınık saçlarıyla çok yakışıklı duruyordu. Durmadan ona bakmak istiyordum başımı kaldırıp.

Gözleri yavaşça gözlerime çıktı ve dudakları kıvrıldı. "Ne oldu sevgilim? Benim dışımda hiçbir şeye bakmıyorsun."

"Çok yakışıklı duruyorsun." diye fısıldadım. Gülerek yakalarımı düzeltti ve başını eğdi bana hafifçe. Yanağını çevirdiğinde parmak uçlarımda yükseldim ve gülümseyerek yanağından öptüm. Kollarımı boynuna dolayıp dudaklarımı uzun bir süre çekmediğimde dudakları biraz daha kıvrıldı ve kucağına aldı beni birden. Kollarımı birden hızlanan kalbimle boynuna daha sıkı doladığımda dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

"Asıl çok güzel olan sensin, kafayı yiyeceğim." İçeri geçtik, yatağa oturttu beni ve önümde yere diz çöktü. Ellerimi tutup dudaklarına götürdü yavaşça. "Hâlâ bana ait olmana inanamıyorum. Rüya gibi." Gözlerimi kaçırdım gülümseyerek. Kollarımı tekrar boynuna dolayıp ona sarıldığımda karşılık verirken yüzünü saçlarıma gömdü ve derince kokumu çekti içine. "Seni o kadar çok seviyorum ki... Beni öldürürse sadece bu öldürür. Kalbimi sıkıştırıyorsun."

"Ben de seni çok seviyorum ama öyle konuşma." diye ayrıldım ondan. Ellerimle yüzünü kavrayıp gülümseyerek dudaklarından öptüm. Çenemi okşadı ve doğruldu, komidine gidip çekmeceyi açtı ve saatlerinden birini çıkardı benim için.

Ayağa kalkıp önünde durduğumda ellerini pantalonumun arka ceplerine koydu, beni kendine çektiğinde ona doğru yalpaladım. Göğsümü göğsüne yapıştırdı ve başını eğip beni izledi bir süre. Saati bileğime taktı ve derin bir nefes alıp izlemeye devam etti. Kaşları çatıldığında neye sinirlendiğini anlamadım ama kıskandığı zaman yüzünde oluşan ifadeye benziyordu. Dudaklarım kıvrılırken, "Ne oldu?" diye sordum.

"Gitmesek mi?" dedi öfke ile. Gülerek ellerimi göğsüne yasladım, o da ellerini tekrar pantalonumun arka ceplerine yerleştirip kendine yasladı sıkıca beni.

"Neden?"

"Çok güzel olmuşsun." diye homurdandığında güldüm. Parmak uçlarımda yükseldim yine, o da başını biraz bana eğdi ve dudaklarımızı buluşturduk. Islak bir öpücük bıraktım ona.

"Daha oraya gitmeden, bana birilerinin bakacağını düşünerek kıskançlık yapamazsın." Derin bir nefes aldı ve baygınca kapıya baktı bir süre.

killer in my bed •[bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin